22. Hukuk Dairesi 2015/88 E. , 2015/583 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizce, davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmayarak taraf teşkili sağlanmaması gerekçesiyle sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak, taraf teşkili sağlanmış ve yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Taraflar arasında, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek, davacının haftalık oniki saat fazla çalışma yaptığı; tüm hafta tatillerinde çalıştığı; dini bayramların iki günü hariç olmak üzere ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilerek, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınmıştır.
Dinlenen davacı şahitleri, genel olarak, çalışmanın nöbet listelerine göre yürütüldüğünü beyan etmiş olup, bu beyanlardan davacının çalışma saatleri ve tatil günü çalışmaları hakkında kanaat edinilmesi mümkün değildir. Dosyaya, dava dilekçesi ekinde sunulan nöbet çizelgeleri haricinde ise, davacının çalışma düzenini gösterir bir iş yeri kaydı sunulmamıştır.
Dava dilekçesi ekinde yer alan çizelgelerde, çalışma saatleri belirtilmemiştir. Söz konusu çizelgeler sadece haftanın çalışılan ve çalışılmayan günlerini tespite elverişli belgeler olup, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti talepleri bakımından değerlendirilebilmesi mümkündür.
Anılan sebeplerle, dosya kapsamına göre, davacı tarafça fazla çalışma yapıldığı iddiası usulünce ispatlanamamış olup, fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle alacağın hüküm altına alınması hatalı olmuştur.
Hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti talepleri bakımından ise, dava dilekçesi ekinde sunulan çizelgeler esas alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, varsayımsal kabullerle alacakların hesaplanarak hüküm altına alınması hatalıdır. Söz konusu çizelgeler değerlendirilerek, çizelgelerin ait olduğu çalışma süresiyle sınırlı olmak üzere ve zamanaşımı itirazı da nazara alınarak, varsa hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmaları karşılığı ücret alacakları hüküm altına alınmalıdır. Alacağın varlığının belirlenmesi ihtimalinde, dayanak iş yeri kayıtları olduğundan takdiri indirim yapılmaması gerektiği de nazara alınmalıdır.
Kabule göre de;
İtibar edilen bilirkişi raporunda, hesaplamalarda esas alınan aylık ücret miktarının, dosyaya sunulmuş ücret bordrolarıyla uyumlu olmadığı; bordrolarda daha yüksek aylık ücret tahakkuk ettirilmiş olmasına rağmen, hesaplamalarda birçok ayın ücretinin asgari ücret tutarında kabul edildiği; hatta bazı aylarda asgari ücretin dahi altında kalan aylık ücret miktarı üzerinden hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, ücret bordrolarının sunulmadığı aylar için, ..."na bildirilen prime esas kazanç tutarı nazara alınarak sonuca gidildiği belirtilmiş olmasına rağmen, bu dönemler için dahi kabul edilen tutarların hizmet döküm cetvelinde kayıtlı tutarlarla uyumlu olmadığı görülmektedir. Kaldı ki, hizmet döküm cetvelinde gösterilen prime esas kazancın içerisinde, aylık ücret haricinde, diğer prime esas olan ödemelerin de bulunabileceği nazara alındığında, prime esas bildirilen tutarlar üzerinden aylık ücret belirlenmesi de doğru değildir.
Diğer taraftan, alacağın hesaplanmasında esas alınacak zamlı ücretin belirlenmesinde, ilgili dönem yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin de nazara alınmadığı anlaşılmaktadır.
Zamanaşımı itirazının değerlendirilmesinde de, her iki taraf aleyhine olacak şekilde hatalar yapıldığı görülmektedir. Bozma ilamı sonrasında, taraf teşkili sağlanmış ve davalı vekili süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Bozma ilamı öncesinde taraf teşkilinin sağlanmadan davanın ıslah edildiği nazara alındığında, davalı vekilinin zamanaşımı itirazının hem davaya karşı hem de ıslaha karşı yapıldığının kabulü zorunludur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, ıslaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilmemiş; davaya karşı zamanaşımı itirazının değerlendirilmesinde ise, dava tarihinin 04.04.2011 olduğu nazara alınmadan, hesap başlangıç tarihi 04.04.2007 kabul edilmiştir.
Faiz başlangıç tarihlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; gerek mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 101. maddesi hükmü, gerekse yürürlükteki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 117. maddesi uyarınca, kural olarak muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Taraflar arasında, borcun ifa edileceği günün açıkça belirlenmesi halinde ise, temerrüd belirlenen günün geçmesiyle kendiliğinden gerçekleşir. Mahkemece, hesaplama dönemleri itibariyle yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmelerinde, ücret alacakları için açık bir ödeme tarihinin bulunup bulunmadığı değerlendirilmeden, dava ve ıslah tarihlerinin faiz başlangıç tarihi olarak belirlenmiş olması, kabule göre bir diğer hatalı yöndür.
Neticeten, fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmeli; hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti talepleri bakımından ise, yeni bir bilirkişi tayin edilmesiyle, yukarıda açıklanan hususlar nazara alınarak inceleme yapılmalı ve sonuca gidilmelidir.
Eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.