3. Hukuk Dairesi 2020/519 E. , 2020/2336 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, babası ... adına kayıtlı 0819/118-001 numaralı, ön ödemeli doğal gaz aboneliğinin bulunduğunu, babasının 06.10.2001 tarihinde vefat etmiş olmasına rağmen taşınmazın abonelik kaydının babası adına devam ettirildiğini, bu taşınmazın kiracı tarafından kullanıldığını, doğalgaz aboneliği sebebiyle 15.12.2014 tarihinde davalı tarafından haksız yüklenen fazla gaz tüketiminin olduğundan bahisle kendisine borç ihbarnamesi tebliğ edildiğini, ancak borcun muhteviyatı hakkında bilgi verilmediğini, borç ihbarnamesine itiraz edilmesine rağmen kendisine aynı nedenle 15.01.2015 tarihinde ikinci bir borç ihbarnamesinin tebliğ edildiğini ileri sürerek, davalı kurumca tebliğ edilen hukuka aykırı borç ihbarnamelerinin iptaline ve haksız yüklenen fazla gaz tüketiminin olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının, aboneliği kendi üzerine kaydettirmeden murisi üzerinden üçüncü bir şahsa kullandırarak usulsüz kullanıma sebebiyet verdiğini, söz konusu aboneliğe gönderilen ihbarnamelerin sayacın eksi tüketime geçmesi nedeniyle normale dönmesi için ne miktarda doğal gaz yüklenmesi gerektiğini bildirir nitelikte olduğunu, davacının sayacı eksi tüketime düşürerek doğal gaz kullanmaya devam etmesi sebebiyle kullanım borcundan sorumlu bulunduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, davaya konu 15/12/2014 tarihli ve 15/01/2015 tarihli toplam 4.816,28 TL miktarlı ihbarnamelere konu borcun 3.884,58 TL "sinden davacının borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişin istemin reddine karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 12.03.2018 gün, 2016/13580 esas, 2018/2313 karar sayılı ilamı ile “."...Davalı kurum
tarafından davacı hakkında düzenlenen borç tahakkukuna ilişkin tüm belgelerin dosya içerisine alınarak, dosyanın konusunda uzman bilirkişi heyetine verilmesi ve bilirkişiden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği doğalgaz bedelinin Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine ve Enerji Pisasası Düzenleme Kurumu kararlarına göre hesaplanması için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, mahkemece; 28/06/2019 havale tarihli bilirkişi doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davaya konu 15/12/2014 ve 15/01/2015 tarihli ihbarnamelerle tahakkuk ettirilmiş borcun 3.730,00 TL"lik kısmı nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, doğalgaz aboneliğine ilişkin menfi tespit istemine ilişkin olup, dava dilekçesinde davalı şirket tarafından düzenlenen iki farklı ihtarnamenin iptalini talep edilmiştir.
6110 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 26. maddesi yargılamaya hakim olan ilkelerden taleple bağlılık ilkesini düzenlemektedir. Madde hükmü gereğince hakim, tarafların talepleriyle bağlı olup ondan fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremez.
Bozmadan sonra görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti tarafından düzenenlenen ve hükme esas alınan 28.06.2019 havale tarihli raporda, davacı tüketiciye ait konutta abone olunmaksızın eski abonelikten faydalanılarak elektronik ön ödemeli doğalgaz sayacı vasıtasıyla usulsüz doğalgaz tüketimi yapıldığı, abonelikte takılı bulunan sayaçta tüketicinin ihmali veya kusur dışında gerçekleşen arızası nedeniyle sayacın eksi tüketiminde kayıt yaptığı gibi abonenin kredisi olmaması rağmen konuta doğalgaz girişini kesmediğinin anlaşıldığı, sayacın arızasının başladığı tarihin tam tespiti mümkün olmamakla birlikte davalı şirketçe eksi tüketime geçen sayaç için talep olmaksızın 17/12/2014 tarihinde gerçekleştirilen 3.661,759 m3"lük doğalgaz yüklemesine ilişkin gönderilen borç ihbarnamesi ile tahakkuk ettirilen 3.766,78 TL borçlandırma işleminin yerinde olmadığı, ardından yine dava konusu olan sayacın 15/01/2015 tarihine -962,410 m3"te olduğunun tespiti ile gönderilen 2. borç ihbarnamesinin hatalı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği, davalı yanca sayacın 26/02/2015 tarihinde sökülmesinden sonra tahakkuk edilen 2.137,358 m3 doğalgaz bedelinin de yerinde olmadığı kanaatine varıldığı, heyet tarafından doğalgaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacı tüketicinin, her iki borç ihbarnamesi yanı sıra sayacın söküldüğü tarihi de kapsar şekilde bir yıllık süreç boyunca kullanılmış olunabilecek doğalgaz miktarı için sorumlu olduğu bedelin 1.086,29 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Bu haliyle hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamada; sayaç söküm tarihi olan 26/02/2015 tarihinden geriye doğru son bir yıllık hesaplama yapılmış olmakla, söküm işleminden sonra belirlenen ve dava konusu edilmeyen 2.137,358 m3 tüketim yönünden de değerlendirme yapıldığı, bu nedenle dava konusu olmayan dönemi de kapsar şekilde hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamanın talebi aştığı gözetilerek bu hususta gerekirse ek rapor alınarak, sadece dava konusu ihbarnameler dolayısıyla haksız tahsil edildiği belirlenen bedellere yönelik hüküm kurulması gerekirken, davacının talebinin aşılması suretiyle sayacın tesisattan söküldüğü tarihi de kapsar şekilde yapılan hesaba göre hüküm kurulması doğru görülmemiş bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,16/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.