19. Hukuk Dairesi 2017/2614 E. , 2018/184 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının usule ilişkin bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av.... ile davalı vek. Av. ..."un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, 74 yaşındaki müvekkilinin davalıyı tanımadığını, kiracısı olan dava dışı ... ..."in hile ile dava konusu senedi imzalatıp lehtar kısmına davalının ismini yazdığını, davalının bu senede dayalı icra takibi başlattığını belirterek, takip konusu senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalının elinde bulunan ve borçlusu davacı olan tüm senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalının 350.000 TL gibi yüklü bir meblağı davacıya elden vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davalının bu meblağı davacıya ödediği hususunda makbuz, dekont sunmadığı ve elden para verildiğine ilişkin yemin hakkını kullanmadığı, iddiaya konu diğer senetlerin başka davalara konu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının takip konusu senet ve takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının elinde bulunan ve borçlusu davacı olan diğer senetler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2015/9381 Esas, 2016/1524 Karar sayılı bozma ilamı ile “ Dava konusu icra takip dosyasında, takip konusu alacağın davalı ... tarafından dava dışı Ufuk Doğan"a 18.02.2010 tarihli temlikname ile temlik edildiği, anılan temliğin davalı vekilince 24.02.2010 tarihli dilekçe ile dava dosyasına bildirildiği dosya kapsamı ile sabittir. HMK."nun 125/1. maddesi ; “davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.” hükmünü içermektedir. Anılan bu hüküm karşısında, mahkemece davacı vekiline maddede öngörülen seçimlik haklarından hangisini kullandığı sorulup sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle mahkeme hükmü bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının bozma ilamı doğrultusunda davasını temlik alan Ufuk Doğan"a yönelttiği, taraf teşkilinin sağlandığı, bozma ilamında sair temyiz itirazları incelenmediğinden taraflar yönünden usuli kazanılmış hak ilkesi gereğince önceki hükmün aynısı tesis edilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 72. maddesine göre takip ve dava konusu bononun hile ile alınması nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. İspat külfeti davacı tarafta olup, bononun hile ile alındığını kanıtlamakla yükümlüdür. Mahkemece gerekçesinde atıf yaptığı bozma öncesi yerel mahkeme kararındaki “hayatın olağan akışı” şeklinde yasal olmayan bir gerekçe ile kambiyo senedi niteliğinde olan bononun yorum ile geçersiz kılınması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 29/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.