1. Hukuk Dairesi 2017/5408 E. , 2020/2671 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan ..."un mal kaçırma amacıyla ... ada ... parsel sayılı taşınmazını oğlu olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, mirasbırakanın taşınmazı satmaya ihtiyacı olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı taktirde bedelin tahsiline karar verilmesini istemişler, aşamada taleplerini tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı taktirde bedelin tahsiline, bu da mümkün olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, dava konusu taşınmazın kendisine ait iken kadastro işlemi sırasında muris adına tescil edildiğini, daha sonra murisin gerçek hak sahibine devir yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece “....Dosya içeriğinden, toplanan delillerden ve özellikle, murisin çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı oğlu davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur, davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava konusu edilen taşınmaz ... ada ... parsel olduğu halde, hüküm yerinde ada numarasının karıştırılması suretiyle karar verilmiş olması doğru değil ise de, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından, hükmün 1. bendinde yer alan “davanın KABULÜNE, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ...-...-... ada ... nolu parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, davacıların ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2001/2037 esas, 2001/2020 Karar sayılı ilamındaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline, kalan hisselerin aynen ipkasına” cümlesinin çıkarılmasına, yerine “davanın KABULÜNE, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... ada ... nolu parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."in ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2001/2037 esas, 2001/2020 Karar sayılı ilamındaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline, kalan hisselerin aynen ipkasına” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekilde düzeltilmesine, düzeltilmiş haliyle kararın bu yönden 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 80, 438/7. maddesi uyarınca hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Öte yandan; davacı ..."ın hükümden sonra 16.03.2015 tarihli dilekçesi ile, davadan feragat ettiğini bildirdiği, ardından 18.03.2015 tarihli dilekçesi ile de, 16.03.2015 tarihli feragat beyanının hata ve hile sonucu elde edildiğini, davalının kendisini kandırdığını beyan ettiği görülmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 311. maddesinde, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı; 310. maddesinde ise, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman davadan feragat edilebileceği hükümleri düzenlenmiştir. O halde, anılan yasal düzenlemeler ve HMK"nın 311. maddesinin "İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." şeklindeki ikinci cümlesi de gözetilerek davacı ..."nin feragat dilekçesinin serbest irade ürünü olup olmadığı hususunun incelenebilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacı ...’nin feragatı iradesi fesada uğratılarak yaptığını ispat edemediği gerekçesiyle anılan davacının davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı ... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Davacı ... vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değeri, çekişme konusu taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras paylarına isabet eden toplam değerdir.
Somut olayda, davacı ... çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde payı oranında bedelin tahsilini, bu da olmadığı takdirde de tenkisini istemiştir. Dava konusu taşınmazın değeri 171.381,21 TL olup davacı ...’nin miras payına isabet eden değer ise (1/8) 21.422,65 TL’dir. Ancak, mahkemece davacı ...’nin birlikte dava açtığı diğer mirasçıların payları da dikkate alınarak (onlar için verilen kabul kararının Dairece düzeltilerek onanmasına karar verilmiş olmasına rağmen) davacı ... aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün vekalet ücretine ilişkin 4. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 4. bent olarak “4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısmın değeri olan 21.422,65 TL üzerinden yürürlükteki AAÜT gereğince 2.570,72 TL nispi vekalet ücretinin davacı ...’den alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin yazılmasına; davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu hali ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 15/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.