Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4765
Karar No: 2020/4136
Karar Tarihi: 30.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4765 Esas 2020/4136 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davanın asıl konusu, tüketici kredisi alan davacı murisinin kalan borcunun sigorta şirketi tarafından karşılanmaması nedeniyle sigorta tazminatı istemi üzerine açılmıştır. Ancak uyuşmazlık ticari dava niteliğindedir ve çözümü Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girmektedir. Dolayısıyla asıl davanın tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir. Birleşen dava ise tüketici kredisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, bankanın talep etme hakkının bulunduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ancak bu karar hatalıdır ve asıl dava bekletici mesele yapılarak tüm davalarda sonuca karar verilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri olarak, yasanın amacını ve kapsamını düzenleyen 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un amaç başlıklı 1. maddesi ile tüketici işlemini tanımlayan 2. maddesi ve Kredi verenleri tanımlayan 3. maddesi özellikle vurgulanmıştır.
17. Hukuk Dairesi         2018/4765 E.  ,  2020/4136 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin verilen hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili asıl davada, davacı murisi ..."nın, ..."nden 08/02/2012 tarihinde 18.500,00 TL bedelli tüketici kredisi kullandığını, murisin bu kredi kullanımı ile davalı sigorta şirketi tarafından 19.425,00 TL bedelle hayat sigortası akdedildiğini, murisin 17/06/2012 tarihinde mide rahatsızlığı nedeni ile vefat ettiğini, davacının sigorta bedelinin tahsili için davalı sigorta şirketine başvurduğunu, ancak talebinin ölüm nedeni kanser olması gerekçesiyle reddedildiğini, ölüm belgesini düzenleyen hekimin hatalı beyana göre ölüm nedenini kanser olarak yazdığını, bu hususta uzman heyetten rapor alınması gerektiğini beyanla, 19.400,00 TL sigorta tazminatının 17/06/2012 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, davacının ölüm tazminatı almak için sigorta şirketine başvurduğunu, ancak davalı banka ile arasında organik bağ bulunan sigorta şirketinin murisin kanserden ölmesini gerekçe göstererek davacıya ölüm tazminatı ödemediği gibi davacının davalı bankaya olan borcunu da ödemediğini beyanla, hayat sigortasından alınacak ölüm tazminatı alacağının yasal faizi ile davalının borcuna mahsubu ile davacının davalıya olan tüketici kredisinin ödenmiş sayılmasına, bu şekilde davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, Ankara 1. İcra Müdürlüğü"nün 2013/6564 sayılı icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... ...A.Ş. vekili, davacı murisi müvekkil şirket ile banka arasında imzalanan grup sigorta sözleşmesinde sigortalanan kişi olduğunu, sigortalı olarak sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşmeden doğan hak ve alacakları müvekkil şirketten talep etme hakkının bankaya ait olduğunu, dava konusu tazminata ilişkin olarak hak sahibi bankanın muvafakatı olmadığından sigortalı varislerinin doğrudan başvuru yapma hakkının bulunmadığını, bu nedenle tazminat ödemesi yapılmasının mümkün olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkmece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın aktif husumet yokluğundan reddine, birleşen 9. Tüketici Mahkemesi"nin 2013/906 esas sayılı dosyası bakımından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Asıl dava, tüketici kredisi alan davacı murisinin kalan kredi borcunun sigorta tarafından karşılanmaması nedenine dayalı sigorta tazminat istemine ilişkin olup dava tarihi 04.03.2013 günüdür. Sigorta sözleşmelerinide (türüne göre) tüketici işlemi olarak gören yasa 28.05.2014 yürürlüğe girmiştir.
    4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Kredi veren mevzuatları gereği nakit kredi vermeye yetkili olan banka özel finans kuruluşu ve finansman şirketlerini ifade eder. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
    Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
    Somut olayda, davacı vekili, müvekkilinin murisinin birleşen davada davalı bankadan tüketici kredisi aldığını, kredi alırken asıl davada davalı sigorta şirketi tarafından hayat sigortası yapıldığını, kredi borcu bitmeden murisin vefatı üzerine davalı sigorta şirketi tarafından sigorta tazminatının ödenmesi gerekirken ödeme yapmadığını ileri sürerek dava açmış olup, bu durumda, asıl davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici kredisinden değil sigorta poliçesinden kaynaklandığı açıktır.
    Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında res"en dikkate alınmalıdır.
    Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında, asıl davada uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olup çözümü Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiğinden mahkemece asıl dava ile birleşen davanın yargılama usulleri de farklı olduğu gözetilerek asıl dava tefrik edilerek HMK 114-115 md uyarınca görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    2-Birleşen dava, tüketici kredisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece; davalı bankanın yapmış olduğu takip ile ödenmeyen kredi borcunu istemekten başka seçeneği olmadığını, bankanın mirasçının sigortaya karşı açtığı alacak davasına muvafakat vermemesi, sırf davayı beklememek adına bile kötü niyet olmadığı gibi, bu davayı beklemesine de gerek olmadığı, bankanın ödenmeyen kredi borcunu davacı mirasçıdan talep etmeye ve almaya hak kazandığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmişse de sigortalı murisin kullandığı kredinin asıl davada davalı sigorta şirketi ile organik bağı olan davalı Bankadan alındığı, dava konusu poliçenin kredi kullandırımı sırasında davalı banka tarafından asıl davada davalı sigortanın acentesi olarak yaptırıldığı bankanın mirasçılar aleyhine icra takibi yaptığı dikkate alındığında Banka"nın muvafakat vermemesinin davaya etkili olmadığı gibi TMK 2. maddesi uyarınca hakların kullanılmasında kötüniyetli davranıldığı biçimde de değerlendirilecektir. Bu nedenle mahkemenin gerekçesi yerinde değildir. Bu durumda mahkemece; tefrik edilmesi gerekli asıl dava bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle re"sen, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya geri verilmesine 30/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi