3. Hukuk Dairesi 2013/11156 E. , 2013/15976 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının muhtelif aboneliklerinde kullandığı su için tahakkuk ettirilen faturaları ödemediğini, fatura bedellerinin ceza ve KDV ile birlikte tahsili için işbu davanın açıldığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 14.454,06 TL su bedeli asıl alacak, 18.4328,30 TL gecikme cezası ve 3.318,94 TL KDV olmak üzere toplam 36.211,30 TL alacaklarının, asıl alacağa 12.08.2008 tarihinden ödeme tarihine kadar geçecek süre için 6183 sayılı yasada belirtilen oranlarda gecikme cezası ve KDV si ile ceza ve KDV kalemlerine de yasal faiz işletilmek suretiyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu edilen taleplerin zamanaşımına uğradığını, dava konusu yapılan ..."ın idareleri ile bir ilgisinin bulunmadığını, borçlarının olmadığını, bu nedenle gecikme cezasının yasal dayanağının bulunmadığını, tahakkuk ettirilen faturaların içeriğinde KDV bulunması nedeni ile gecikme cezası üzerinden alınan KDV nin mükerrer olduğunu, gecikme cezası ve KDV"den faiz talep edilemeyeceğini, 6183 sayılı yasa hükümlerine göre gecikme cezası talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu A 167.541 A 668.721 nolu aboneliklere ilişkin davanın 6111 sayılı yasa kapsamında kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu A479391 nolu aboneliğe ilişkin asıl alacak tutarı olan 87,62 TL"nin yargılama aşamasında ödenmesi nedeniyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, diğer talepler yönünden davanın kısmen kabulü ile 515,48 TL asıl alacak, 1.464,74 TL gecikme cezası, 263,66 TL KDV ve 51,14 TL yasal faiz olmak üzere toplam 2.295,02 TL nin 515,48TL si için 12.08.2008 tarihinden itibaren, 6183 sayılı yasada öngörülen gecikme cezası ve KDV si ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıda yer alan temyiz itirazı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret başlıklı 6. maddesinde; Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunacağı kararlaştırılmıştır.
HUMK.nun 425.maddesi (HMK.nun 331.maddesi) hükmünde, davanın esası hakkında karar verilmeyen hallerde yargılama giderinin Hakim tarafından belirleneceği öngörülmüş olup, bu belirlemenin davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği şeklinde değerlendirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Mahkemece dava konusu..... nolu aboneliklere ilişkin davanın .... sayılı yasa kapsamında kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu .... nolu aboneliğe ilişkin asıl alacak tutarı olan 87,62 TL nin yargılama aşamasında ödenmesi nedeniyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve davacı vekili lehine 400TL maktu vekalet ücretine hükmedilmiş ise de; mahkemece konusuz kalan fatura bedelleri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması ayrıca söz konusu ödenen ve 6111 sayılı yasa kapsamına alınan fatura bedelleri dikkate alınarak davacı ve davalı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu oldukları miktar değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....