2. Hukuk Dairesi 2020/2427 E. , 2020/5810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 17.11.2020 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... ve karşı taraf duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, tarafların yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
duruşma için takdir olunan 2540 TL. vekalet ücretinin Şenay"dan alınıp Kazım Ersun"a verilmesine ve 2540 TL. vekalet ücretinin de Kazım Ersun"dan alınıp Şenay"a verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80"er TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 17.11.2020 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Davacı-davalı kadın zina sebebiyle (TMK m. 161) boşanma davası açmış, davalı-davacı erkek ise evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1) karşı boşanma davası açmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı-davalı kadının davasının kabulüne, davalı-davacı erkeğin davasının reddine, kadın yararına ayılık 10.000 TL yoksulluk nafakası, 500.000 TL maddi ve 500.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Karar taraflarca istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi ilk kararıyla; erkeğin istinaf isteminin reddine, kadının istinaf isteminin kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesinin yoksulluk nafakası ve tazminatlarla ilgili hükmünü kaldırarak, kadın yararına 750.000 TL maddi, 500.000 TL manevi tazminat ile aylık 15.000 TL yoksulluk nafakasına hükmetmiştir. Bu kararın temyizi üzerine Dairemizin ilk kararıyla; kadının yoksulluk nafakası (TMK m.175) isteminin reddine karar verilmesi, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın az olması nedeniyle daha uygun miktarda tazminata hükmedilmesi gerektiğine değinilerek, temyiz edilen hükmün, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyan bölge adliye mahkemesi son kararıyla; kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadın yararına 1.250.000 TL maddi ve 750.000 TL manevi tazminata hükmetmiştir.
Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar (TMK m. 186/3).
Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir (TMK m. 174/1). Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir (TMK m. 174/2).
Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir (TMK m. 4). Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler (TBK m. 51/1).
Somut olayda dava dosyasına yansıyan delillere göre, tarafların 1987 yılında evlendikleri, ergin iki çocuklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların dava tarihi itibariyle yirmi yedi yıldan fazla sürmüş bir evlilikleri söz konusu olup, bu evlilik, davalı-davacı erkeğin zinası (TMK m. 161) sebebiyle sona ermiştir. Evliliğin sona ermesinde davacı-davalı kadının hiç bir kusuru kanıtlanamamış ve bu nedenle de davalı-davacı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
Tarafların evliliklerinin süresi, ekonomik sosyal durumları, davalı-davacı erkeğin kusur durumu ve kusurunun ağırlığı, davacı-davalı kadının ise kusursuz oluşu, yaşı, eşinin desteğinden (TMK m. 186/3) yoksun kalacak olması, yıllar süren evlilik birliğinin dağılması sonucu kendisine yeni bir düzen kurmak zorunda kalması, kişilik haklarına ve özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığı, paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında; mevcut ve beklenen menfaatleri ihlâl edilen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına en son takdir edilen maddi ve manevi tazminatlar da az olup, bozma ilamının amacına, hakkaniyet ilkelerine uygun değildir. TMK m. 4 ve TBK m. 51/1’de yer alan hükümler de göz önünde bulundurularak, kadın yararına uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m.174/2) tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, bölge adliye mahkemesinin kadın yararına verilen maddi ve manevi tazminata ilişkin hükümlerinin, hukuka uygun olmayıp bozulması gerektiğini düşündüğümden, değerli çoğunluğun onama kararına bu yönlerden katılmıyorum.