3. Hukuk Dairesi 2013/13841 E. , 2013/16066 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının elektrik faturasını ödemediğini, alacağın tahsili için girişilen takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, miktarın fazla olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur .
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13/b maddesinde; "Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir", 13/son maddesinde; "Kaçak elektrik enerjisi tüketim bedeli ... 15. madde uyarınca belirlenen yöntemler çerçevesinde tahakkuk ettirilir " düzenlemeleri yeralmaktadır .
Dosyadaki bilgilerden, mahkemece; hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda ve ek bilirkişi raporunda briket imalatı yapılan alandaki makinelerin incelenerek, kış mevsimi nedeniyle çalışılabilen gün sayısının dolayısıyla kaçak kullanım süresinin 103 gün olduğu tespit edilmiştir. Tahakkuk etmesi gereken tutarın 13.619.17 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafça bilirkişi raporuna ve ek bilirkişi raporuna hesaplamanın mevzuata aykırı ve hatalı olduğu gerekçesi ile itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Anılan bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporu kaçak kullanım süresi tespit edilirken bilimsel açıklama yapılmadığından ve somut olay Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinde yeralan ilkelere göre değerlendirilmediğinden hükme dayanak alınacak nitelikte bulunmamıştır. Bundan ayrı olarak; bilirkişiler, raporlarını hazırlarken dayanakları olan özel ve somut nedenleri belirtmek zorundadır. Ayrıca, raporlar bilimsel verilere dayanmalı ve resmi veriler rapor ekine alınmalıdır. Ancak, bu şekilde hazırlanmış rapor denetime açık olup, mahkemece değerlendirilerek hükme esas alınabilir.
....
HUMK.nun 275. ve devamı maddelerinde; "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir.
Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde; "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Bu durumda; mahkemece, önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifeti ile yönetmeliğe uygun, alınan raporlardaki eksiklikleri de giderecek biçimde rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekirken, bilimsel verilere dayanmayan ve itiraza uğrayan bilirkişi raporlarına dayanılarak, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....