3. Hukuk Dairesi 2013/15394 E. , 2013/16163 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vek.Av.... ile aleyhine temyiz olunan davacı vek.Av.... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belirli gün ve saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davacının yaşadığı nakit sıkıntısına çözüm bulmak için yakın arkadaş oldukları davalı şirket temsilcisi ....ile 01.08.2008 tarihinde vardıkları anlaşma neticesinde; “davacının annesi dava dışı ....adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın davalı şirkete devredileceği, davalı şirketin .... bu gayrimenkulü ipotek ederek kredi alacağı, alınan krediyi davacının kullanacağı ve kredinin geri ödemesinin davacı tarafından yapılarak bitirildikten sonra davalı şirkete kredinin teminatı olarak devredilen gayrimenkulün davacıya ya da davacının gösterdiği şahsa tekrar iade edileceğinin” kararlaştırıldığı, davacının zaman içinde kredi ile ilgili tüm ödemeleri, gecikme faizleri, tüm masrafları ile birlikte bankaya ödediğini ancak davalının; "bankanın yanlış hesap yaptığı ve 65.059 TL ödeme yapmasını bu taktirde ipoteğin kaldırılacağının" belirtilmesi üzerine istenen bedeli yatırdığını ve gayrimenkulün bildirdiği kişiye devredildiğini, banka ile yaptığı görüşmede kredinin gecikmeleri ile birlikte zaten ödendiğinin belirtildiğini, haksız ve fazladan sebepsiz olarak istenen 65.059 TL’nin (ıslah ile 90.000 TL) davalıdan tahsilini talep etmiştir.
...
-2-
Davalı vekili cevabında, davanın husumet nedeniyle reddini dilemiş, ayrıca davacının kredi borcunu ödeyeceğini taahhüt ettiği halde buna uymadığını, sadece kısmi ödemeler yaptığını bunun dışında kalanın ise davalı şirket tarafından kredi masrafları sigortaları ve kredi taksitleri ödenerek kapatıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının kredi hesabına fazladan 90.000 TL ödeme yaptığının bu peşin kredi hesabına alınmayarak davalı firma yetkilisi Kadri Yorgancıoğlu tarafından çekildiğinin ve davalının sebepsiz zenginleştiğinin sabit olduğu gerekçe gösterilerek, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmektedir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
HUMK 275 ve devamı maddeleri (HMK 266 md.) uyarınca, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerekir.
Dava konusu dosyada mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda, belgeler, banka hesap ekstreleri, banka kayıtları, dekontlar incelenmek suretiyle; davacı tarafından kredi taksitlerinin ilk 4 aynın gecikmeye mahal vermeden ödendiği, kalan taksitlerin gecikmeli, gecikme faizi ve 8 aylık taksitin de hiç ödenmediği belirtilmek suretiyle kredi hesabına toplam 316.545 TL ödeme yapıldığı, bu hesaptan davalı firma yetkilisi tarafından toplam 90.000 TL çekildiği belirtilmiştir.
Ancak, bu kredi için ne kadar toplam ödemede bulunacağı, kredi ödemelerinden fazla olarak hesaba para yatırılıp yatırılmadığı, bu hesaba davalı tarafından yapılan ödemeler ve mahiyeti yeterince açıklığa kavuşturulmamış olup, mahkemece banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak ve belirtilen hususlar bankadan ayrıntılı olarak sorulmak suretiyle yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacının bu kredi için ne kadar ödemede bulunması gerektiği açıklığa kavuşturulduktan sonra, hesaba davacı tarafından yapılan fazla ödeme miktarı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine
ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
...