Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/15400
Karar No: 2013/16164
Karar Tarihi: 19.11.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/15400 Esas 2013/16164 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davanın konusu, taraflar arasında imzalanan ortaklık sözleşmesine uymayan davalının danışmanlık bedelini ve kar payını ödememesi sebebiyle davacı tarafından açılan alacak davasıdır. Mahkeme, yapılan muhakeme sonucunda davacının talebi doğrultusunda davalıya ödeme yükümlülüğü doğduğunu belirleyerek davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinin süresinde verilmediği değerlendirilerek, hukuki dinlenilme hakkı kullanılmadan hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Bu nedenle, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararı bozmuş ve hükmün BOZULMASINA karar vermiştir.
Kanun maddeleri: Türk İş Kanunu'nun 35. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27/1 maddesi, ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu.
3. Hukuk Dairesi         2013/15400 E.  ,  2013/16164 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
    AV....

    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vek.Av.... ile aleyhine temyiz olunan davacı vek.Av.... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belirli gün ve saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I


    Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan ortaklık sözleşmesine göre davacının sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği halde davalının yerine getirmediğini, danışmanlık bedelini ve elde edilen hasılatın %10’u oranında kar payını bu güne dek ödemediğini belirterek organizasyon ve danışmanlık bedeli olan 50.000 TL’nin (ıslah ile 390.416,66 TL) ve sözleşmede kararlaştırılan "…hasılatın %10’u oranında kar payına" ilişkin 10.000 TL (ıslah ile 448.712,42 TL) nin 18.07.2009 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevabında; taraflar arasında imzalanan 01.01.2007 tarihli sözleşme ile; davacıya 12.500 TL/ay danışmanlık ücreti ve %10 (hasılatın) kar payı verileceğinin kararlaştırıldığını, davalının işi fiilen terk ettiği Eylül/2007 tarihine kadar 12.500 TL’lik ücretleri çoğunlukla elden ödendiğini, kira, doğalgaz, gideri vs.nin muntazam ödendiğini, bunlara ilişkin borçlarının bulunmadığını, davacının Eylül/2007 tarihinden sonra taş ocağına hiç gelmediğini, sözleşme ve protokolle kar payı verileceğinin yazılı olduğunu, ancak kar
    payının varsa kardan alınacağını, davalı şirketin 2007, 2008 ve 2009 tarihlerinde zarar ettiğini, bu nedenle kar payı talebinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının işyerinde bulunduğu dönemde ise görevini ifa etmediğini, ruhsat ve izinle ilgili görevini yerine getirmediğinden dava dışı şirkete 31.01.2008 tarihinde sözleşme yapıldığını, ayrıca aynı bölgede kendi adına 30.07.2007-30.07.2010 için arama ruhsatı aldığını, taleplerin haksız olduğunu, davacıyı 2008 tarihinde görevinden azlettiklerini, ancak tebliğ edilemediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davalı vekilinin ıslah dilekçesinin tebliğinden sonra vermiş olduğu cevap dilekçesinin süresinden sonra verildiği belirtilerek, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının, davalı şirketin işletmekte olduğu 2 adet maden sahasında 2007, 2008 ve 2009 yıllarına ait toplam satış tutarının %10’una tekabül eden miktarın 444.712,42 TL olduğunun belirlendiği, mahkemece re’sen yapılan hesaplama sonucunda 01.01.2007 tarihi ile davalıya çekilen ihtarname tarihi 07.07.2009 arasındaki toplam 31 ay 7 günlük süreye tekabül eden huzur ve yönetim hakkı, organizasyon ve danışmanlık bedeline (12.500 TL) ilişkin miktarın ise 390.416,66 TL tutarında olduğu gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.
    Dosyanın incelenmesinde, davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü bildirilmek üzere çıkartılan tebligatın (TK 35.md. göre) “evrak üzerindeki adresin yetersiz olup, muhatap firmanın tanınmadığından 35.madde uygulanamamıştır” şerhiyle merciine 20.10.2010 tarihinde iade edildiği dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilemediği, mahkemece daha sonra dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinin davalıya 18.09.2012 tarihinde tebliği gerçekleştirilmiş olup, bunun üzerine davalı vekilince cevap süresinin uzatılması talep edilmiş ve mahkemece, cevap süresinin tebliğden itibaren 5 gün uzatılmasına karar verilerek, bu kararın 30.12.2012 tarihinde davalı vekiline tebliği üzerine, davalı vekilince 13.11.2012 tarihli 5 günlük süre içerisinde verilen dilekçe ile cevap, ıslah dilekçesine ve bilirkişi raporuna karşı beyanları ile bir kısım delillerini içeren dilekçe verildiği anlaşılmaktadır.
    6100 sayılı HMK.nun 27/1 maddesinde; “davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.” düzenlemesi bulunmaktadır. Taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler.
    Bu durumda mahkemece; davalı vekilince süresinde cevap dilekçesi verilip, delilleri bildirildiği halde, davalının delilleri toplanıp değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, cevap dilekçesinin süresinde verilmediği değerlendirilmek ve 6100 sayılı HMK.nun 27.maddesine aykırı olarak hukuki dinlenilme hakkının kullanılmasına imkan verilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi