20. Hukuk Dairesi 2016/13276 E. , 2019/4059 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... köyü 139 ada 17, 18 ve 19 sayılı parseller arasından geçen yolun kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bulunduğu halde, kadastro sırasında paftasında yol olarak gösterilmek suretiyle tesbit dışı bırakıldığını ileri sürerek, tesbitin iptali ile taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden davanın görevsizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 12/02/2009 tarih 2009/1913-2161 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiş, dosya görevsizlikle kendisine gelen Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne, 139 ada 17, 18 ile 19 parsel numaralı taşınmazlar arasında kalan yolun ekli krokide yeşil boyalı olarak (A1) harfi ile gösterilen 249,66 m², (A2) harfi ile gösterilen 477,27 m² ve (A3) harfi ile gösterilen 465,68 m²"lik yol bölümlerinin aynı ada son parsel numarası verilerek orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/01/2014 tarihli, 2014/274 Esas - 2014/1307 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında "1) Davalı Hazine vekilinin (A1) ve (A2) kısımlarına ilişkin temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A1) ve (A2) harfi ile gösterilen bölümlerin orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, davalı Hazine vekilinin (A1) ve (A2) kısmlarına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bilirkişi raporlarında (A1) ve (A2) harfi ile işaretli bölümlere ilişkin hükmün onanmasına,
2) Davalı Hazine vekilinin (A3) kısmına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporunda (A3) harfi ile işaretli bölüme ilişkin olarak orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç, dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptaline ilişkindir.
Kural olarak; tahdidin kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Mahkemece, kesinleşmiş tahdit uygulaması yapıldığı ve taşınmazın (A3) harfi ile gösterilen bölümü tahdit dışında kaldığı belirlendiği halde, tahditten öncesinin araştırılması yoluna gidilerek, memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumuna göre karar verilmesi doğru değildir. Uzman orman bilirkişi kurulu
raporunda çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A3) harfi ile işaretli bölümü kesinleşmiş tahditin dışında olduğu belirtildiğinden, bu bölüme ilişkin olarak davacı ... Yönetiminin davasının red edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanunlara aykırıdır.
Kabule göre de; dava tapusuz taşınmazın tesciline ilişkin olup, bu tür davalarda, Hazine ve köy tüzelkişiliği kanunî hasım olduğu gözönünde bulundurulmadan, aleyhlerine yargılama gideri yükletilmesi de usûl ve kanuna aykırı olup davalı Hazine vekilinin (A3) harfi ile gösterilen kısmına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile bilirkişi raporlarında (A3) harfi ile işaretli bölüme ilişkin olarak hükmün bozulmasına" denilmiştir.
Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/301 Esas - 2014/576 Karar sayılı kararıyla Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde; 1-Davacının açtığı davada, dava konusu ... ili, ... ilçesi ... köyünde kain 139 ada 17, 18 ve 19 parsel nolu taşınmazlar arasında kalan ve dosyada bulunan 14.05.2010 tarihli krokide yeşil boyalı olarak (A1) ile gösterilen 249,66 m2 ve (A2) ile gösterilen 477,27 m2 kısımlarına ilişkin hüküm kesinleştiğinden bu husus hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının açtığı davada, dava konusu ... ili, ... ilçesi ... köyünde kain 139 ada 17, 18 ve 19 parsel nolu taşınmazlar arasında kalan ve dosyada bulunan 14.05.2010 tarihli krokide yeşil boyalı olarak (A3) ile gösterilen 465,68 m2"lik alana ilişkin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro paftasında yol olarak tescil harici bırakılan bölümünün orman niteliğinde tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 18.10.1976 tarihinde 1744 sayılı Kanuna göre ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
17/06/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.