20. Hukuk Dairesi 2014/7278 E. , 2014/10299 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 123 ada 173 ve 184 parsel sayılı sırasıyla 852,86 ve 1684,71 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliğiyle ...adına tespit edilmiş, Hazinenin komisyona yapmış olduğu itiraz reddedilmiştir.
Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla tespitlerinin iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; kısa kararda davanın kısmen kabulüne karar verilip, 123 ada 173 ve 184 parseller hakkında hüküm kurulmuş, gerekçeli kararda ise davanın kabulüne karar verilip, 107 ada 1 ve 7 sayılı parseller hakkında hüküm kurulmuştur.
Gerekçeli karar taraflara tebliğ olunmuş, itirazsız kesinleştikten sonra dosya, infaz için tapu müdürlüğüne gönderilmiştir.
Tapu müdürlüğü, infazı istenen kararda ... Köyü 107 ada 1 ve 7 sayılı parsel hakkında karar verilmiş ise de dosya üzerinde yapılan incelemede ... Köyü 123 ada 173 ve 184 sayılı parsellerin dava edildiği ve bu parsellerin tutanak aslının dosyada olduğu belirtilerek gerekli düzeltmelerin yapılmasını istemiştir.
Mahkemece; 24/05/2012 tarih ve 2009/111 - 2011/159 sayılı tavzih kararı ile hüküm fıkrası ile kısa karar arasında çelişki bulunması nedeniyle “1) Davacının davasının kısmen kabulüne kısmen reddine,
2) Dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 852,86 m2 yüzölçümlü 123 ada 173 parsel nolu taşınmazın tesbitinin iptali ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/b maddesi uyarınca mera niteliği ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına,
3) Dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 1.684,71 m2 yüzölçümlü 123 ada 184 parsel nolu taşınmaz açısından tutanaktaki vasfıyla tesbit maliki ...adına tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline ve hüküm fıkrasının bu şekilde tavzihine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından 184 parsele yönelik olarak temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/05/2013 tarih ve 571 - 5239 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; " Mahkemece 01/06/2011 günlü celsede davanın kısmen kabulüne, 123 ada 173 parsel sayılı taşınmazın mera niteliğiyle sınırlandırılmasına, 123 ada 184 sayılı parselin ise tespit gibi tesciline karar verilmiş iken, gerekçeli kararında davanın kabulüne, 107 ada 1 sayılı parselin mera niteliğiyle, 107 ada 7 parselin ise ham toprak niteliğiyle tesciline karar verilmiş, gerekçeli karar taraflara tebliğ olunmuş, temyiz edilmemesi üzerine kesinleşerek infaz için Tapu Müdürlüğüne gönderilmiş, parsel numaralarının farklı olması nedeniyle mahkemeden yanlışlığın düzeltilmesi talep edilmesi üzerine, mahkemece 24/05/2012 tarihli tavzih kararı ile hüküm fıkrası ile kısa kararın çelişkili olduğu kabul edilerek, gerekçeli karardaki hüküm fıkrası kaldırılmadan 01/06/2011 günlü hüküm fıkrası aynen yazılmak suretiyle hüküm tavzih edilmiştir.
Mahkemece hüküm fıkrasıyla alakasız parsel numaraları içeren gerekçeli karar taraflara tebliğ olunmuş ve taraflarca da temyiz edilmemiş olması nedeniyle şeklen kesinleşmiş ise de, gerekçeli karar çekişmeli taşınmazlardan tamamen farklı parsellere ilişkin olması nedeniyle hükmün maddî anlamda kesinleştiğinden söz edilemez.
Mahkemece 24/05/2012 günlü tavzih kararı ile hüküm düzeltilmeye çalışılmış ise de, H.M.K’nun 305. maddesi uyarınca, ancak hükmün yeterince açık olmayan bölümleri veya birbirine aykırı fıkraları tavzih yoluyla düzeltilebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yoluyla değiştirilemez. Bu şekilde yapılan tavzih yok hükmündedir.
Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK m. 298/2); kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur (İ.B.B.G.K. 10.04.1992 t., 1991/7 E. – 1992/4 K.)." şeklindedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine,
Dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 852,86 m2 yüzölçümlü 123 ada 173 parsel nolu taşınmazın tesbitinin iptali ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/b maddesi uyarınca mera niteliği ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına,
Dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 1.684,71 m2 yüzölçümlü 123 ada 184 parsel nolu taşınmazın tutanaktaki vasfıyla tesbit maliki ...adına tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından 184 parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Hükmüne uyulan bozma kararına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi kurulu tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmaya göre temyize konu 184 parsel numaralı taşınmazın eski tarihli resmî belgelerde orman sayılmayan yerlerden olduğu, % 20 eğimli, çayırlık niteliğinde ve dava dışı bir kişi tarafından kullanıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesine göre Hazine adına tescili gereken yerlerden de olmadığı saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına
19/12/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.