20. Hukuk Dairesi 2016/13458 E. , 2019/4063 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 107 ada 199 parsel sayılı 5950 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 1937 tarih 484 tahrir nolu vergi kaydı ile tarla niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içinde ve eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğunu, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin krokide (A)= 1526 m2, (B)= 699 m2"lik bölümlerin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, (C)= 3725 m2"lik bölüme yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/01/2011 tarihli 2010/16277 E. - 2011/606 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde
gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır..." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde kain 107 ada 99 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının harita ve orman bilirkişilerinin 09/09/2015 tarihli müşterek raporunda orman niteliğinde olarak gösterilen 2324,00 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline, geri kalan kısmı olan 3626,00 m2"lik kısmı için açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1942 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, uzman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın 3626,00 m2"lik bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
17/06/2019 günü oy birliği ile karar verildi.