3. Hukuk Dairesi 2013/13422 E. , 2013/16326 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen eşya alacağı, maddi-manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların 12.04.2011 tarihli karar ile boşandıklarını, düğünde müvekkiline takılan ziynet eşyalarını davalının düğünden birkaç gün sonra kuyumcuya olan borcu nedeniyle sattığını iddia ederek yaklaşık 10.000 TL değerinde olan bu ziynet eşyalarının aynen, tazminini mümkün olmadığı taktirde mislen geri verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesi ile; tarafların evlenme aşamasında davacıya alınan ziynet eşyalarına ilişkin borcun, düğünde takılacak para ve altınlar ile kapatmak üzere anlaştıklarını ancak, davacının ailesi tarafından bir kısım takılara el konulduğundan bu borcun ödenemediğini, bu nedenle davacının da rızası ile davaya konu ziynet eşyalarının kuyumcuya olan borç nedeniyle bozdurulduğunu savunarak asıl davanın reddini dilemiş, karşı davada da; davalı-karşı davacı kocanın evlenmeden önce aldığı, ancak davacı-karşı davalı kadının evi boşaltarak el koyduğunu iddia ettiği ev ve davalı kocanın kişisel eşyalarının aynen iadesini, olmadığı taktirde bedeli olan 12.100 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili karşı dava için verdiği cevap dilekçesi ile; daha evvel davalı-karşı davacı vekilinin kendisini arayarak eşyalar konusunda talepte bulunduğunda eşyaların depoda olduğunu, istedikleri zaman gelip alabileceklerini söylemesine rağmen bir yıl gibi uzun bir süre davalının eşyaları almadığını, bunun üzerine almaktan vazgeçtiğini düşünerek depoyu boşalttıklarını, bunun yanında davalı-karşı davacının liste halinde talepte bulunduğu eşyalar konusunda herhangi bir belge ya da fatura sunamadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı eşin ziynet eşyalarına yönelik talebinin 1 adet set ile 2 adet hediyelik bileziğin davalı tarafça düğünden sonra bozdurulduğu dinlenen tanık beyanları ile sabit bulunmakla bu talebin kabulüne, karşı davada davacı tarafından ev ve kişisel eşyaların aynen iadesi veya bedelinin tahsili talep edilmiş ise de, Bingöl Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/12 D.iş sayılı dosyasında eşyalara yönelik herhangi bir tespit yapılamadığı, soyut ve vasfı belirlenemeyen eşyalar üzerinden bilirkişi incelemesi yapılamayacağı ve iddianın somut ve inandırıcı deliller ile ispat edilemediği kanaatine varılarak karşı davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;
Somut olayda karşı dava yönünden; davacı-karşı davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesi ile ev eşyalarının ayrılıktan sonra bir depoya kaldırıldığı ve davalıya istediği zaman gelip alabileceğinin bildirildiğinin kabul edilmiş olması, bunun yanında davalı-karşı davacının dosyaya sunduğu davaya konu eşyalarla ilgili senet ve faturalar birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece gerekçeli kararda bu hususlar tartışılmadan davanın yukarıdaki gerekçe ile tamamen reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.