21. Hukuk Dairesi 2016/10163 E. , 2018/1044 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, Kurum kayıtlarında geçen çalışmalarının fiili ve gerçek olduğunun tespitine, sigortalılık tescilinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, ödemesi durdurulan aylığının tekrar ödenmesine, ödenmeyen aylıkların tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; davalı Kurum tarafından, davacının 24.01.2007 – 30.08.2007 tarihleri arasındaki 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin iptaline yönelik işlemin iptali, ödenmesi durdurulan aylığın davacıya tekrar ödenmesi, bu sürede ödenmeyen aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Kurum denetmeni tarafından düzenlenen 06.06.2012 tarihli rapordan; işyerinde çalışmaları bulunan 5 kişinin ifade için çağrıldığının, ancak sadece... isimli sigortalının ifade vermeye geldiğinin, bu kişinin de; kendisinin aslında bir muhasebe bürosunda çalıştığını ve araştırmaya konu işyerinde çalışmadığını, diğer sigortalıları da tanımadığını beyan ettiğinin, vergi müfettişlerince de işyerinin 2006 – 2007 yıllarında düzenlediği faturaların sahte olduğunun tespit edildiğinin ve davacının da dahil olduğu 5 kişinin sigortalılıklarının iptalinin gerektiğinin bildirildiği, davacının iptal edilen hizmetlerinin geçtiği işyerinin 07.08.2006 – 31.08.2007 tarihleri arasında “ temizlik malzemeleri toptan satışı ” yapan işyeri olarak 506 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu, denetmen raporu gereği çalışmaları iptal edilen ... tarafından; ... Kozmetik isimli işyerinde yaz döneminde 2 ay kadar çalıştığının, işyerinde temizlik malzemeleri de satıldığının, kendisinin telefonlara baktığının, davacının da çay ve temizlik işlerini yaptığının beyan edildiği, davacı tanığı olarak dinlenilen...tarafından; 2003 yılından 2013 yılı Nisan Ayına kadar ... Katılım Bankası ... Şubesi"nde çalıştığının, müşterileri olan şirketi 2006 yılında ziyarete gittiğinde davacıyı çay ikram eden kişi olarak tanıdığının, müşterilerinin ... isimli şirket olduğunun, bu işyerinin toptan temizlik ürünleri satan bir işyeri olduğunun, işyerinin ... bulunduğunun, söz konusu şirketle daha sonra KOBİ sekmentinde çalışan arkadaşlarının ilgilendiğinin beyan edildiği, 20.06.2006 tarihinde vergi memurları tarafından yapılan denetimde; işyerinin temizlik ve kozmetik malzemeleri toptan ve perakende satışı yaptığının, işyerinde bir masa ve çeşitli malların olduğunun tespit edildiği, ancak işyerinde yine 21.01.2011 tarihinde vergi memurları tarafından yapılan denetimde; işyerinin kapalı olduğunun tespit edildiği ve bu tespit raporunda ayrıca; işyerinin 2006 – 2007 yıllarında düzenlediği faturaların sahte olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olayda, her ne kadar mahkemece; 20.06.2006 tarihinde yapılan yoklamada davaya konu işyerinde 1 adet masa ve çeşitli malların bulunduğu tespit edilen toptan satış işi ile iştigal için kurulan şirkette çalışan personelin bulunmadığının tespit edildiği, davalı Kurum denetmeni tarafından düzenlenen 06.06.2012 Tarihli rapor ile davaya konu iş yerinden yapılan bildirimlerin sahteliğinin tespit edildiği, davacı tarafından bildirilen tanıklardan ..."ın prim iptali yapılan kişilerden olduğu, diğer tanık ..."ın beyanında bahsettiği iş yeri ziyaretlerine ilişkin çalıştığı banka tarafından teyit eder nitelikte açıklama yapılmadığı, bu nedenle davacı tarafından fiilen çalışma hususu ve denetim raporlarının aksi ispat edilemediğinden davanın reddine karar vermek gerektiği belirtilerek sonuca gidilmişse de; vergi denetmenleri tarafından tutulan 20.06.2006 tarihli raporda işyerinde çeşitli temizlik malzemelerinin bulunduğu, muhasebecisinin yoklama esnasında olmadığı tespit edilmiş, ancak işyerinde çalışan bulunup bulunmadığına dair bir bilgi tutanağa geçirilmemiştir. Bu itibarla; davacının çalışmalarının geçtiği işyeri tamamen hayali bir işyeri olmayıp 506 sayılı Yasa kapsamındaki tescil kaydına da uygun olarak 20.06.2006 tarihinde içerisinde çeşitli temizlik malzemeleri bulunduğu tespit edilen bir işyeridir. Öte yandan; her ne kadar mahkemece tanık beyanları yeterli bulunmamış ise de; her iki tanığın beyanları dikkate alındığında işyerinin bulunduğu yer, davacının yaptığı iş ve işyerinin faaliyet konusu hakkındaki beyanlar arasında çelişki bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tanık ..."ın çalıştığı banka tarafından davaya konu şirketin hesabının bulunmadığı bildirilmişse de; tanık beyanında, kendisinin araştırma yapıp görüşme yapmak amaçlı gittiğini, işyerinin cirosunun az olduğunu anladığını ve bu nedenle daha sonra kendisinin söz konusu şirket ile ilgilenmediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davalı Kurum denetmenin raporu ise sadece bir sigortalı beyanına ve vergi denetmenlerinin 2011 yılında yaptığı denetimde işyerinin kapalı olduğu tespitine dayanmakta olup davalı Kurum denetmeni tarafından yerinde yapılan bir inceleme ya da başkaca bir araştırma bulunmamaktadır. Bu itibarla, mahkemece; davalı Kurum denetmeninin raporunun davacının çalışmalarının gerçek olmadığını ispata yeterli olmadığı göz ardı edilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 12.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.