20. Hukuk Dairesi 2014/6140 E. , 2014/10364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili ile birleşen dosyada davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü 284 ada 9 parsel sayılı 16740,13 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın Hazineye ait olan 20.02.2001 tarih 59 sırada kayıtlı tapu kayıtları kapsamında kaldığı iddiasıyla; davacı ..., taşınmazın babası ... tarafından 06.11.1973 tarihinde satın alınarak kendisine verildiğini ve 30-35 yıldır zilyetliğinde olduğunu bildirerek dava açmıştır.
Mahkemece, davacı Hazinenin davasının reddine, ..."ın davasının kabulüyle çekişmeli 284 ada 9 sayılı parselin ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükmün davacı Hazine ile davalılar ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Hazinenin temyiz itirazlarının reddine, davalıların temyiz itirazının kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/04/2013 tarih ve 2012/14566 E. - 4552 K. sayılı kararında “1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre ve ... Köyünde 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin tescilinin istendiği ve talep sonucunda tahdit dosyasında mevcut orman sayılmayan alanların da 2/B maddesi kapsamında değerlendirilerek zuhulen zabıt kaydının ... Köyü için 20.02.2001 tarih 59 sırada kayıtlı tapu kaydı ile Hazine adına 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu belirtilmek sureti ile tescilinin yapıldığı, işbu zabıt kaydının 2/B maddesi ile ilgisinin bulunmadığı taşınmazın orman sınırları dışında ziraat alanı olarak bırakılan kısımda kaldığı ve Hazinenin dayandığı tapu kaydının yolsuz olarak oluştuğu anlaşıldığından Hazinenin 284 ada 9 sayılı parsele yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davalıların temyiz itirazlarına gelince: davacı çekişmeli taşınmazın babası ... tarafından 06/11/1973 tarihinde satın alınarak kendisine verildiğini ve 30-35 yıldır zilyetliğinde olduğunu bildirerek dava açmış olup, dosyada mevcut 06.11.1973 tarihli harici satış senedi incelendiğinde satısının ..., alıcısının ... olduğu ve senedin ... Köyü Muhtarı ... ile azalar ... ve ... ile şahitler ... ve ... tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Davalılar, satış senedinin sahte olduğunu ve taşınmaza uymadığını iddia etmekte olup, mahkemece satıcı ... ile davalıların murisi ..."ın aynı kişi olup olmadığı araştırılmamış, satış senedinde imzası olan muhtar ile 2 aza ve senet tanıkları dinlenmemiş, senedin dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı araştırılmamıştır.
Mahkemece, öncelikle satış senedinde satıcı olarak gözüken... ile...ın aynı kişi olup olmadığı araştırılmalı, aynı kişi olduğu saptandığı takdirde satış senedinde imzası olan ... Köyü Muhtarı... ile azalar ... ve ... ve şahitler ... ve ... dinlenmeli, satış senedinin geçerli olup olmadığı ve dava konusu taşınmaza ait olup olmadığı belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı ...’ın davasının kabulüne, çekişmeli 284 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptaliyle davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, birleşen 2006/1483 sayılı dosyada davacı Hazinenin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili ile birleşen dosyada davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce yapılan ve 11.09.1998 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmasına ve dayanak satış senedinin sahteliği kabul edilse dahi, çekişmeli taşınmazın satış senedini tarihinden sonra 1976 yılından itibaren davacı murisi ve davacı tarafından kullanıldığı ve tespit tarihine kadar 20 yıllık sürenin geçtiği belirlenmiş olmasına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 10/12/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.