Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18590
Karar No: 2013/16079

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/18590 Esas 2013/16079 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı, maliki olduğu taşınmazda çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğiyle davacı tarafından dava açılmıştır. Ancak mahkeme, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına hükmetmiştir. Davacı, davalıya ait yapı ve ağaçların taşınmazda bulunduğunu ileri sürerek dava açmış olsa da, kaydedilen imar planının iptal edilmesi nedeniyle dava konusunun ortadan kalktığı tespit edilmiştir.
Kararda, hakimin HUKM'nun 388, HMK'nın 298. maddesi uyarınca karar gerekçesiyle birlikte tam olarak yazması ve hüküm sonucunu HUKM'nun 389, HMK'nın 297/2. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Ancak uygulamada HUKM'nun 381. maddesinin son fıkrasının HMK'nın 294. maddesinin getirdiği imkânı bazı zorunlu nedenlerle kullanılarak sadece hükmün sonucu tutanağı geçirildiği, gerekçeli kararın daha sonra yazıldığı belirtilmektedir. Ancak kısa kararla gerekçeli kararın farklı olması, yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim edilmesiyle ilgili kanun maddelerine aykırı olduğu ifade edilmektedir.
Kararda ayrıca, dosyada birbirinden farklı iki kısa
1. Hukuk Dairesi         2013/18590 E.  ,  2013/16079 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KUMLUCA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/07/2010
    NUMARASI : 2008/438-2010/254

    Yanlar arasında görülen elatmanın  önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece  davanın konusuz  kaldığı   gerekçesiyle  karar  verilmesine yer  olmadığına ilişkin olarak verilen karar dahili davalı  tarafından  yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmaza ilişkin kaydın dayanağı olan imar planının iptal edilmesi ile hukuki geçerliliğini yitirdiği bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacının, kayden maliki olduğu 300 ada 5 parsel sayılı taşınmaz içerisinde davalıya ait yapı bulunduğunu ve taşınmaz içindeki ağaçları davalının kullandığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı, yargılama sırasında 300 ada 5 parsele ilişkin geri dönüşüm imar uygulaması yapılarak 635 ada 5 parsel numarasını aldığı, davalının taşınmazını   H.A"a satması üzerine bu kişinin davaya dahil edildiği gözlenmiştir.
    Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HUMK) 388, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 298. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu HUMK"nun 389., yine HMK"nin 297/2. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Ne var ki, uygulamada HUMK"nun 381.maddesinin son fıkrasının HMK"nin 294.maddesinin getirdiği imkândan faydalanarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağı geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar  daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur.
    Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın farklı olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK"nin yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum oluşturur. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Somut olayda, 15.07.2010 tarihli kısa kararı ihtiva eden birbirinden farklı iki duruşma tutanağı bulunduğu, tutanaklardan birinde davanın reddine karar verildiği halde diğerinde karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosyada birbirinden farklı iki kısa karar bulunması doğru  değildir, dahili davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,  bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan  peşin  harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine, 18.11.2013  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.
     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi