21. Hukuk Dairesi 2016/13364 E. , 2018/1048 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 15.11.2001 – 24.03.2012 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı taşıma kooperatifinin ilçe garajında bulunan bürosunda çalıştığını beyan eden davacı adına davalı işyerince düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum"a bildirilen çalışma bulunmadığı, davacının talep ettiği dönemde 01.09.2006 – 01.11.2006 ve 23.09.2011 – 14.01.2012 tarihleri arasında dava dışı farklı işyerlerinde geçen çalışmaları bulunduğu, davalı Kurum tarafından davalı işyerinin 506 ve 5510 sayılı Yasa"lar kapsamında olmadığının ve dönem bordrolarının bulunmadığının bildirildiği, mahkemece komşu işyeri tanıklarının dinlenilmediği, davalı taşıma kooperatifinin üyesi olduğunu ve 2000-2009 yılları arasında kooperatif başkanı olduğunu beyan eden iki davacı tanığı tarafından davacının 2001 – 2013 yılları arasında simsarlık yaptığının beyan edildiği, 29.04.2008 tarihli “ işletici kimlik bilgilendirme belgesi ” başlıklı belgede; tesisin adı yerine davalı işyerinin kaşesinin basılmış ve imzalanmış olduğu, tesisin sorumlusu kısmında ise davacının adının bulunduğu, işe başlama tarihinin 15.11.2001 olarak yazıldığı, söz konusu belgeyi ... Polis Merkezi Amirliği"nde görevli bir polis memurunun onayladığı anlaşılmaktadır.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların Kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 86. maddesi olan bu tür davalarda; öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli ve dinlenilen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde çalışan işyerinde kayıtlı bordro tanıkları ya da komşu ve yakın işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıklar olması sağlanarak çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 03.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578 ve 01.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda ise; davacının davalı işyerinde hizmet akti kapsamında çalışması bulunup bulunmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacının talep ettiği dönem içerisinde 01.09.2006 – 01.11.2006 tarihleri arasında dava dışı işyerinden bildirimleri bulunduğu, bu itibarla önceki döneme ilişkin çalışmalarının hak düşürücü süreye uğradığı da dikkate alınarak; davalı taşıma kooperatifinin başkan ve yönetimdeki üyelerini, ayrıca kooperatife üye olan şoförleri tespit ederek dinlemek, davacıdan; çalışmalarının ne şekilde ve nerede geçtiğini, ücretinin nasıl ödendiğini sormak, davacı beyanı gereğince çalışıldığı beyan edilen işyerine komşu işyeri tanıklarını tespit ederek dinlemek, davalı taşıma kooperatifinin defter ve belgelerini istemek, söz konusu defter ve belgeler üzerinde bilirkişi marifeti ile yerinde inleme yaptırmak ve davacının kayıtlara geçen çalışmaları ile davacıya yapılan ücret ödemesi bulunup bulunmadığını belirlemek, 29.04.2008 tarihli “işletici kimlik bilgilendirme belgesi” başlıklı belgede tesisin sahibi olarak belirtilen kişiyi tespit ederek dinlemek ve böylece toplanan deliller değerlendirilmek sureti ile varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece söz konusu fiili ve hukuki gerçekler dikkate alınmadan eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine
12.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.