22. Hukuk Dairesi 2013/29035 E. , 2015/1148 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, manevi tazminat alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davacının davalıya ait kafede çalışmakta iken kafenin devamlı müşterisi olan ... isimli bir çalışana sarkıntılık yaptığı gerekçesiyle çalışanların önünde azarlanarak küçük düşürüldüğünü, davalı işverenin gerek tüm kafe personeline gerekse de müşterilere davacının sarkıntılık ve tacizde bulunduğunu söylediğini, davacının psikolojisinin bozulduğunu, yaşadığı duygusal sarsıntı sebebiyle ağır ilaçlar kullanmak zorunda kaldığını, bu sebeplerle 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının davalı iş yerinde kendisine yüklenen sorumlulukları yerine getirmeyerek iş yerinin düzenini bozduğunu, kafeye gelen ... isimli bir müşteriye normalden fazla ilgi gösterdiğini ve cinsel tercihlerinin farklı olabileceği yönünde bazı davranışlarda bulunduğunu, bunun sonucunda davacının işten çıkartıldığını, davacıya herhangi bir tehdit ve baskı uygulanmadığını, bilakis davacının hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, bu sebeple ... Cumhuriyey Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/55 esas, 2013/161 karar sayılı dosyasında davacı ile davalının birbirlerine hakaret ettiklerinin tespit edildiği, ancak hakaretin öncelikle kimin tarafından edildiğinin belirlenememesi ve tehdit suçunun gerçekleştiğine ilişkin delil elde edilememesi sebebiyle her iki müşteki sanık hakkında açılan davadan ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği gerekçesiyle davanın eddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında manevi tazminat yönünden uyuşmazlık söz konusudur.
Manevi zarar, kişinin psikolojik durumunda meydana gelen elem, acı ve ızdıraptır. Manevi tazminatın amacı, duyulan manevi acıyı yumuşatmak, bozulan dengeyi onarmak, teselli etmektir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan sebepleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik şartları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Dosya içeriğine göre, davacının davalının ortağı olduğu ... unvanlı iş yerinde çalışmakta iken ... isimli bir müşteriye sarkıntılık yaptığı gerekçesiyle işveren ile aralarında husumet yaşandığı, davalı işveren tarafından davacının hakaret ve tehditlerde bulunduğu iddiası ile ... Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/55 esas, 2013/161 karar sayılı dosyasında davacı ile davalının birbirlerine hakaret ettiklerinin tespit edildiği, ancak hakaretin öncelikle kimin tarafından edildiğinin belirlenememesi ve tehdit suçunun gerçekleştiğine ilişkin delil elde edilememesi sebebiyle her iki müşteki sanık hakkında açılan davadan ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Olayın oluş biçimi, zararın niteliği gözetildiğinde manevi tazminatın kanuni şartları oluştuğundan ve ceza mahkemesi atarfından fiilin gerçekleştiği kabul edilidğinden, karşılıklı hakaretin ise ancak tazminat miktarını etkileyecek bir sebep olduğu gözetilmeden, takdir edilecek uygun miktarda manevi tazminata hükmolunması gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.