8. Hukuk Dairesi 2010/5410 E. , 2011/2287 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İptal Ve Tescil
... ile Hazine aralarındaki iptal ve tescil davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.06.2010 gün ve 14/473 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak 144 ada 161 parsel kapsamında kalan taşınmazın tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamı uyarınca davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 8363.90 m2 yerin tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 144 ada 161 parsel, 314193 m3 yüz ölçüme sahip olup, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, ileride ekonomik yarar sağlanması mümkün yerlerden bulunduğu açıklanarak 14.06.2005 tarihinde ham toprak niteliğinde belgesizden Hazine adına tespit edilmiş, tutanağın 11.08.2005 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur.
Dava; TMK.nun 713/1,3402 sayılı Kanunun 14.maddeleri uyarınca iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Dava konusu parsel, kadastro çalışmaları sırasında ham toprak niteliğinde Hazine adına tespit ve tescil edilmiş olup çevresi %30-35 oranında eğimli ,taşlık ve kayalık bir yapıdadır. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür.
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar, ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının tespit tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için kadastro tespitlerinin yapıldığı 1996 yılından geriye doğru 20 – 25 yıl öncesine ait (1970 – 1975 yılları arası) stereoskopik hava fotoğrafları ile topoğrafik haritaların dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın sınırlarının belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür.Mahkemece uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
Mahkemece; taşınmazların çevresinde bulunan 144 ada 151, 152, 153, 197, 199 ve 200 parsellere ait tapu kayıtları, kadastro tutanakları, varsa dayanak tapu ve vergi kayıtlarının eksiksiz olarak getirtilmesi, ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle tespit tarihine göre 20 – 25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yapılmak suretiyle taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin, ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, uzman bilirkişiler aracılığı ile taşınmazlar üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihlerinin ayrı ayrı belirlenmesi temyiz incelemesi sırasında göz önünde tutulmak üzere HUMK.nun 366.maddesi hükmü uyarınca tescil konusu taşınmaz ve çevresinin resimlerinin çektirilip mahkeme hakimi tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA,18.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.