3. Hukuk Dairesi 2017/11593 E. , 2020/2446 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, murisleri ..."ın 05/01/2005 tarihinde vefat ettiğini ,murisin 15/04/1986 tarihinde taşınmazının yarısını muvazaa ile eşi olan davalıya sattığını, 17/04/1986 tarihli vasiyetname ile de malvarlığını davalı eşine vasiyet ettiğini, vasiyet tanığının davalının yeğeni olduğunu, murisin davalının baskısı ile bu işlemleri yaptığını ileri sürerek satış işleminin muris muvazaası, vasiyetnamenin şekil eksikliği ve baskı nedeni ile iptaline karar verilmesini mümkün olmadığı takdirde saklı paylarının ödenmesini talep etmiştir .
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, davacıların hepsinin saklı payı bulunmadığını, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir .
Mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
5650 sayılı Türk Medeni Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1. maddesi ile kardeşlerin saklı payları ortadan kaldırılmıştır.Bu değişiklik ise, 10.05.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
4722 sayılı Yürürlük Kanununun 17.maddesine göre de; "mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihindeki hükümlere göre belirlenir."
Somut olayda murisin ölüm tarihi 05/01/2005 olup, kardeşi olan davacıların saklı payının bulunduğu tartışmasızdır.Dosyanın incelenmesinden, davacıların murisin kardeşleri ve yeğenleri olduğu anlaşılmıştır. Dosyaya sunulmuş mirasçılık belgesinden mirasçılardan..."nin (dava açıldıktan sonra Necibe vefat ettiğinden mirasçısı Özlem yerine geçmiştir) murisin kardeşi olduğu anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulmuş bulunan 22/04/2013 tarihli bilirkişi raporunda da saklı payı bulunan davacılar konusunda açıklama yapılmıştır. Davalı da 15/12/2011 tarihli duruşmada tercihini taşınmazdan yana kullandığını belirtmiştir.
Anılan nedenlerle, saklı payı bulunan davacıların tenkis talebi yönünden olumlu olumsuz bir hüküm oluşturulmaması isabetli bulunmamıştır .
Mahkemece, konunun uzmanı bilirkişiler tarafından saklı payı bulunan davacıların tenkis talepleri konusunu aydınlatan, Yargıtay ve taraf denetimine açık, dosyaya sunulan bilirkişi raporuna yapılan itirazları karşılayan, bilimsel hesaplama içeren rapor sunulması sağlanarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken saklı payı bulunan davacıların tenkis talepleri gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi kararın bozulmasını gerektirmiştir .
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte yazılı nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.