Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2226
Karar No: 2017/1302
Karar Tarihi: 08.11.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2226 Esas 2017/1302 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2226 E.  ,  2017/1302 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “tecavüzün men"i ve maddi tazminat” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.04.2014 gün ve 2007/277 E., 2014/85 K. sayılı kararının temyizen incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 22.10.2015 gün ve 2014/14353 E., 2015/10965 K. sayılı kararı ile
    (…Davacı vekili, Peyami Safa"nın varisiyle yapılan sözleşme ile Peyami Safa"ya ait eserlerin mali ve manevi haklarının davacıya devredildiğini, davalının ise ihtara rağmen Peyami Safa"nın eserlerini basmaya devam ettiğini ileri sürerek; tecavüzün men"ini, davalı tarafından basılan kitapların FSEK 79. maddesi uyarınca yayınının durdurulmasını, basılan tüm baskıların toplatılmasını ve imhasını, FSEK 68. maddesi uyarınca, talep edilebilecek bedelin ve uğranılan zararın üç katı fazlasının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL"sinin, eserlerin piyasaya sürüldüğü tarihten itibaren temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle tazminat talebini 356.135,52 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davacı yana hak devrinde bulunan ..."nın Peyami Safa"nın mirasını reddettiğini, ayrıca ..."nın Peyami Safa"nın tek mirasçısı olmadığını, Meziyet Safa"nın da Peyami Safa"nın mirasçısı olduğunu, veraset ilamının iptali için dava açtığını, ... ile davacının yaptığı sözleşmenin geçersiz olduğunu, müvekkilinin Peyami Safa"nın mirasçıları ile yapmış olduğu sözleşmeler kapsamında kitapları yayınladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulüne, davacının mali hak sahibi olduğu eserlerin davacının hak sahibi olduğu oranda telif bedeli ödenmeksizin ve izinsiz olarak davalı tarafça basıldığı anlaşılmakla, FSEK 68. maddesi de nazara alınarak, 422.372,46 TL"den davada talep edilen ve ıslah edilen miktar nazara alınarak, 356.135,52 TL"nin, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, dava tarihi itibariyle davalı tarafından basılarak piyasaya sürülen eserler yönünden tecavüzün men"i ve kitapların toplatılmasına yönelik talebin reddine, ancak davalının bu eserlere yönelik muhtemel tecavüzünün önlenilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, mali ve manevi haklarının davacıya devredildiği bildirilen eserin, davalı tarafından basılmaya devam edilmesi nedeniyle, tecavüzün men"i, davalı tarafından basılan kitapların FSEK 79. maddesi uyarınca yayınının durdurulması, basılan tüm baskıların toplatılması ve imhası, FSEK 68. maddesi uyarınca, uğranılan zararın üç katı fazlasının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece kararda; dosyaya celbedilen İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 1961/40 Esas ve 102 Karar sayılı reddi miras kararında, mahkeme başlığının kaşe ile yapıldığı, yazım stili ve şeklinin farklı olduğu, başında karar yazıldığı, 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü"nün tasdiki ile dosyaya gönderilen reddi
    miras kararında mahkeme başlığının elektronik daktilo benzeri bir alet ile yazıldığı, karar olduğuna dair herhangi bir işaret bulunmadığı, yazım stilinin farklı olduğu, ancak ifadelerin kısmen benzer olduğu gibi, 1961/40 esas sayılı dosyadaki dava dilekçesinin 24/03/1961 tarihli, 1961/46 esas sayılı dosyamızla ilgili olduğu iddia olunan veraset ilamındaki dava tarihinin ise 17/07/1961 olduğu, mahkemeye yaklaşık dört ay gibi bir sürede sadece 5-6 dosyanın gelmiş olmasının, yani esasa bu kadar dosya kaydının makul olmadığı, 40 esaslı dosyadaki esas numarası nazara alındığında asgari ayda 15 dosyanın gelebileceği hususu değerlendirildiğinden esasın 110-120 arasında olması gerektiği hususları nazara alındığında ve ayrıca bu kararda kesinleşme şerhi olmadığı gibi, kesinleştiğine dair herhangi bir bilgi ve kayıt olmaması nedeniyle ayrıca bu hususların İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"ne yazılan tezkere cevabıyla da giderilmesinin mümkün olmaması nedeniyle reddi miras kararına itibar edilemeyeceği gerekçesine yer verilmişse de; İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nce, mahkemeye devredilen İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 1961/46 esas 1961 /108 karar sayılı dosyasının yapılan incelemelerde bulunamadığı imha kararına rastlanılmadığı 1961 yılına ait ilgili mahkeme esas defteri karar defteri ve karar kartonunun mevcut olmadığı, ancak kapatılan İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin kararlarının gömlek dosya içinde bulunduğundan karar aslının onaylı örneğinin gönderildiği bildirilerek, Peyami Safa"ya ait eserlerin mali ve manevi haklarını davacıya devrettiği bildirilen Peyami Safa"nın varisi Behçet Sefa"nın amcası Osman Peyami Safa"nın mirasını red talebinin tesciline dair bulunan ilamın dosyaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “İlamların ve resmî senetlerin ispat gücü” başlıklı 204. maddesi “İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar. İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar. Mahkeme, yukarıdaki belgelerden biri hakkında şüphe uyandıran bir hâl görürse, ilgili daireden açıklama isteyebilir.” hükmünü; benzer şekilde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 295. maddesi de “Mahkeme ilamlariyle katibiadillerce re"sen tanzim olunan senetler sahteliği ve salahiyattar memurların salahiyetleri dahilinde usulüne tevfikan tanzim veya tasdik ettikleri vesikalar hilafı ispat olununcaya kadar delili kati teşkil eder. Şu kadar ki mahkeme işbu evrak hakkında şüpheyi davet eden haller görürse bunları tanzim ve tasdik eden daireden izahat itasını istiyebilir.” hükmünü haiz olup, mahkemece resmi yazıyla gönderilmiş mirasın reddi ilamının sahteliği konusunun ön sorun olarak değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi, sözkonusu reddi miras kararının sahteliği ispat edilemezse, dosyada bulunan veraset ilamının iptali davası da nazara alınıp değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken yerinde bulunmayan gerekçeyle reddi miras kararına itibar edilemeyeceğine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir..…)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava tecavüzün önlenmesi ile Fikri Sanat Eserleri Kanunu"nun 68. maddesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Yerel mahkemece dosya içerisinde bulunan İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.12.2008 gün ve 2008/1364-1370 E., K. sayılı veraset belgesi incelendiğinde, Peyami Safa"nın ölümünden sonra mirasçı olarak sadece ..."nın kalmış olduğu, veraset belgesinin iptali için açılan davanın reddedildiği, yargılamanın son aşamasında dosya içine giren ve ...’nın mirası reddettiğine dair İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1961/46 E., 1961/108 K. sayılı kararının aynı mahkemeye ait başka bir kararla (1961/40-102 E., K.) karşılaştırıldığında bazı farklılıklarının göze çarpması ve kararda kesinleşme şerhinin bulunmaması sebebiyle reddi miras kararına itibar edilmediği belirtilerek ..."nın miras payının 3/4 oranında olduğu gerçeğine dayalı olarak ilk talep ve ıslah ile birlikte davanın tazminat yönünden 356.135,52 TL olarak kabulüne, taraflar arasında farazi sözleşme yapılmış sayılacağı karinesi nazara alındığında, dava tarihi itibariyle davalı yanın davaya konu eserlere ilişkin mevcut baskıları ile ilgili tecavüzün önlenmesi ve kitapların toplatılması talebinin reddine, ancak tecavüzün önlenmesi talebi geniş kapsamlı olduğundan, muhtemel tecavüzün ise önlenmesine karar verilmiştir.
    Hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda başlık kısmında açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiş, direnme kararını davalı vekili temyize getirmiştir.
    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut uyuşmazlıkta yazar Peyami Safa’nın yeğeni ...’nın amcasının mirasını reddettiğine ilişkin İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1961/46-108 E., K. sayılı kararının sahteliği konusunun ön sorun olarak değerlendirilmesinin gerekip gerekmediği, bu durumun tarafların hak sahipliğini etkileyip etkilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
    Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme, bozma kararından esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
    Eş söyleyişle, mahkemenin yeni bir delile dayanmak veya bozmadan esinlenmek suretiyle gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda ilk yargılamada, “yazı işleri müdürünün tasdiki ile dosyaya gönderilen İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesine ait 1961/46-108 E., K. sayılı mirasın reddi kararının aynı mahkemeye ait başka bir kararla (1961/40-102 E., K.) karşılaştırıldığında yazım stili, şekli ve benzeri açılardan bazı farklılıklarının olduğu, kararda kesinleşme şerhinin bulunmadığı, bu nedenle reddi miras kararına itibar edilmediği” gerekçesiyle davacının haklarını devraldığı yazar Peyami Safa’nın yeğeni ...’nın miras payı oranı dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Özel Dairece, “dosyaya sunulan mirasın reddine ilişkin kararın sahteliğinin ön sorun olarak değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma sonrası önceki gerekçelerine ek olarak “mahkeme mübaşirinin yardımlarıyla arşiv araştırması yapıldığı, 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1961 yılına ait kararlarının bulunduğu kartonlara ulaşıldığı, bu kartonda yer alan 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1961/46 E. sayılı dosyası ile karar numaraları baz alınarak yapılan araştırmaya göre 1961/108 K. sayılı dosyasının dosyaya sunulan reddi miras kararı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı, keza dosya davacısının aynı sebebe dayalı olarak davalı Damla Yayınevi hakkında açtığı ve devam etmekte olan İstanbul 2. FSHHM"nin 2012/70 E. sayılı dosyasında da redd-i miras kararının geçerliliği konusunda aynı sonuca ulaştıran 1961 yılına ait karar örneklerinin bulunduğu belirtilmiş, ayrıca bozma sonrası dosyaya sunulan ve ...’nın mirasçılığını sona erdiren veraset ilamının iptaline dair İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1342 E., 2016/195 K. sayılı yargılamanın yenilenmesi davasının sonucu da değerlendirilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
    Şu hale göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, ilk kararda tartışılıp değerlendirilmemiş yeni bir gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.
    Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 08.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi