17. Hukuk Dairesi 2018/1220 E. , 2020/4200 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalılardan ...’ndan oln alacağı için davalı aleyhine ... 12. İcra Müdürlüğü’nün 2011/24331 sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takibin kesinleştiğini, borçlunun adresine hacze gidildiğini, hacze kabil malın bulunamadığını, davalı borçlunun adına kayıtlı ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 4 pafta, 635 parselde tarla vasıflı gayrımenkulünün düşük bedel ile muvazaalı olarak davalı ...’a devredildiğinin tespit edildiğini beyan ederek davalılar arasındaki tasarrufun iptali ile icra dosyasından cebri icra yetkisi verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili ve davalı ... vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir. Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu davanın ön koşulu, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fahiş fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda mahkemece davacı tarafından kesin süre içinde aciz vesikasını dosyaya sunamadığı ayrıca takip borçlularının mallarının haczedildiği Edremit"teki ve ..."daki taşınmazlara, markalara haciz konulduğu, aciz şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Davacı tarafından davalı borçlu aleyhine ... 12. İcra Müdürlüğü’nün 2011/24331 sayılı dosyasından 1.256.318,49 TL üzerinden takip, davalı borçlunun adresine gidilerek 03.01.2012 tarihinde haciz yapıldığı, haciz tutanağın da “borçlunun hacze kabil malı bulunmadığı” belirtilmiştir. İİK"nın 105. maddesinde haczi kabil mal bulunmazsa haciz tutanağının İİK 143. maddede aciz vesikası hükmünde olacağı ve icraca taktir edilen kıymete göre haczi kabil malların kifayetsizliği anlaşıldığı surette dahi tutanak muvakkat aciz vesikası yerine geçerek alacaklıya İİK 277. maddede yazılı hakları vereceği belirtilmiştir.
Davanın dayanağı olan icra dosyası incelendiğinde davalı borçlu adına kayıtlı ... İli, ... İlçesinde 5 adet tarla vasfında gayrımenkul olduğu, gayrımenkullerin kaydında da herhangi bir takyidat bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu icra dosyasından borçluya ait olup haciz konulmuş veya konulmamış gayrımenkullerin kıymet taktirinin yaptırılması yönünden talimat yazılması talep edilmiş (Her ne kadar davacı vekili temyiz dilekçesinde hacizli gayrımenkullerin kıymetinin 399.975,58 TL olduğunu beyan etmişse de) ancak talimatın gereğinin yapılıp yapılmadığı dosya içerisinden anlaşılamamaktadır. Hacizli taşınmazların kıymetinin takip rakamını karşılamaya yetmemesi durumunda davalı borçlunun aciz hali kabul edilerek davanın esasına girilmesi gerekirken, hacizli taşınmazların kıymeti yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.