Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16747
Karar No: 2016/174
Karar Tarihi: 18.01.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/16747 Esas 2016/174 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Ankara 7. Aile Mahkemesi tarafından verilen kararda, davacı tarafından davalıya ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kabul edilmesi sonucu verilen hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay ise, nafakanın tümden kaldırılmasına karar verilmesinin yanılgılı bir değerlendirme olduğunu belirterek, nafakanın indirilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Kararda, TMK'nın 176/3 ve 4. maddeleri ile 4. madde hakkaniyet ilkesini vurgulanarak açıklanmıştır. Bu maddeye göre, nafakanın alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkabileceği, alacaklı tarafın yaşam şartlarının iyileşmesi halinde ise mahkeme kararıyla kaldırılabileceği ifade edilmiştir. Kararda ayrıca, yoksulluk nafakasının alacaklı tarafın zorunlu harcamalarını karşılayacak düzeyde gelirinin olmaması durumunda bağlanabileceği, ancak asgari ücretin üzerinde gelirin olması durumunda da nafakanın uygun bir miktarında indirim yapılabileceği belirtilmiştir.
3. Hukuk Dairesi         2015/16747 E.  ,  2016/174 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA 7. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2015
NUMARASI : 2014/1393-2015/210
Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının Ankara 1.Aile Mahkemesinin, 2013/1152 Esas ve 2014/821 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, mahkemece davalı lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,nafakanın takdir edildiği tarihte davalının çalışmadığını ancak aradan geçen sürede davalının çalışmaya başladığını belirterek, var olan yoksulluk nafakasının hakkaniyet ölçüleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak kaldırılması ile 2014 yılının ağustos ve eylül aylarına ait nafaların toplamı olan 400 TL" nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; tarafların boşanmasından sonra davalının gelir getiren bir işte çalışmaya başlaması gerekçe gösterilerek davanın kabulü ile Ankara 1.Aile Mahkemesinin 2013/1152 Esas 2014/821 Karar sayılı ilamı ile davalı için takdir edilen 200 TL yoksulluk nafakasının davalının işe başladığı tarihten itibaren kaldırılmasına karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK"nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmasızın fiilen evliymiş gibi yaşaması yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz yaşam sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu"nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Somut olayda; davacının serbest meslek sahibi olup,gelirinin tespit edilemediği, davalının ise matbaada asgari ücretle çalıştığı tespit edilmiştir.
Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir.
Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek, nafakanın(çoğun içinde azı da vardır ilkesi gereğince) TMK"nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır.
Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi