21. Hukuk Dairesi 2016/6952 E. , 2018/1084 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı ... vekili tarafından duruşmalı, davalı ... vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Karar başlığında davacı iki hak sahibi çocuğun adına yer verilmemesi maddi hata olup, bu hata, mahallinde karar başlığında her zaman düzeltilebileceğinden bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsamına ve sebeplerine göre; davalıların sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle hak sahipleri tarafından maddi ve manevi zararlarının giderilmesi talebine ilişkindir.
Mahkemece, davacıların maddi ve manevi tazminat talepleri kabul edilmiş, maddi tazminat yönünden "... davalı ... şirketi açısından poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere..." davalıların müteselsilen sorumlu sayılmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre, dava dilekçesinde husumet yöneltilmeyen ve dolayısıyla hasım (davalı) olarak gösterilmeyen ... AŞ aleyhine hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
İş kazasından kaynaklanan tazminat davasında davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaz. Buradaki dava arkadaşlığı ihtiyari dava arkadaşlığı olup davacı yan isterse sorumluların tamamı yerine bir kısmına davasını yöneltebilir.
Gerek mülga 1086 sayılı HUMK"ta, gerekse karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"da dahili dava diye adlandırılan bir müessesenin bulunmadığı açıktır. Aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davalılar aleyhine, derdest bir davada yargılama konusu olayla ilgisi bulunan diğer sorumlular da davaya dahil edilmek istenebilir. Bu aşamada yapılması gereken öncelikli iş davaya dahil edilmek istenen bu sorumlulara husumetin usulünce yöneltilmesini diğer bir ifade ile bu kişiler hakkında usulünce bir dava açılmasını beklemek ve her iki davayı birleştirerek bir arada karar vermek olmalıdır.
Yapılan açıklamalara göre somut olayda, dava açılırken taraf olarak gösterilmeyen ... AŞ"nin sonradan ıslah dilekçesi ile davaya dahil edilmesi mümkün değildir.
Hakkında usulüne uygun biçimde açılmış bir dava bulunmayan, mevcut hali ile ihbar olunan konumunda değerlendirilmesi gereken, gerekçeli karar şablonunda da ihbar olunan sıfatıyla kaydedilen sigorta şirketi aleyhine işin esasına müteallik hüküm kurulması hatalıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Böylelikle davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 12.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.