Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/19946
Karar No: 2016/245
Karar Tarihi: 19.01.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/19946 Esas 2016/245 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Bu dava, bir adi ortaklık kurulmasıyla ilgili olarak ortaklık faaliyetleri sırasında alınan bonoların bedelinin ödenmemesi nedeniyle açılmış bir alacak davasıdır. Mahkeme, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar vermiş ancak temyiz edilerek Yargıtay'a taşınmıştır. Yargıtay kararı, mahkemenin görev hususunun değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş, çünkü uyuşmazlık, tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olduğundan, öncelikle tarafların ticari işletme veya esnaf işletmesi olup olmadığının belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. ve 19/II. maddeleri ile 11. ve 15. maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
3. Hukuk Dairesi         2015/19946 E.  ,  2016/245 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesine; müvekkili ile davalının "..."" ticaret ünvanlı adi ortaklık kurduğunu, tarafların ortaklık payının %50 olduğunu, ortaklık faaliyetleri devam ederken bir takım borçlar karşılığında tarafların müşterek imzalarını taşıyan bonolar verildiğini, bir süre sonra taraflar arasındaki anlaşmazlık nedeniyle davalının işyerinden ayrıldığını, bonoların bedeli olan 7.500 TL"nin müvekkili tarafından alacaklılara ödendiğini, bu bedelin yarısı olan 3.750 TL"den davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek 3.750 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı duruşmadaki beyanında; davacının teyzesinin eşi olduğunu, aralarında adi ortaklığa ilişkin yazılı bir sözleşme yapmadıklarını, ortaklığa 25.000 TL kattığını, karşılığında tüm borçlardan davacının sorumlu olacağını, borçların dükkana ait olduğunu, adi ortaklığı devrederken davacıdan senet aldığını, senedi haciz yoluyla tahsil ettiğini, bu nedenle davacının bu davayı açtığını, dava konusu 3.000 TL ve 2.500 TL"lik senetlerdeki imzaların kendisine ait olduğunu, diğer senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür.
    Mahkemece; ""6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde ise bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Diğer yandan aynı kanunun 776 ve devamı maddelerinde "bono ve emre yazılı senetler" hususunda düzenleme sevk etmiş olup, 30.06.2012 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren ve 6102 sayılı TTK"nın 4. ve 5.maddelerinde değişiklik öngören 6335 sayılı yasa gereğince açıkça bu tür işlerde Ticaret Mahkemesi yetkili kılınmıştır."" gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Somut olayda uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
    Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 12.09.2014 tarihinde açılmıştır.
    6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi"nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
    6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 19/II.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
    Yine aynı kanunun 11. Maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, ... Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir."" 15.maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11"inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır“ düzenlemesi bulunmaktadır.
    Buna göre mahkemece, tarafların ""....isimli adi ortaklıklarının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca Ticari işletme veya esnaf işletmesi olup olmadığının belirlenmesi sonrasında, görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi