Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/490
Karar No: 2020/2492
Karar Tarihi: 01.06.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/490 Esas 2020/2492 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/490 E.  ,  2020/2492 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; Alpet markası adı altında, akaryakıt, LPG ve madeni yağ ürünlerinin bayiler ve satış noktaları vasıtasıyla, toptan ve perakende olarak yurt içinde satış ve pazarlamasını yaptığını; bu kapsamda, davalılar ile arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi ve intifa sözleşmesi düzenlendiğini, ilk olarak 01/09/2004 tarihli intifa resmi senedi ile davacı şirket lehine 12 yıl süreli intifa hakkı tanındığını ve sonrasında 4 yıl daha uzatılarak intifa süresinin 16 yıla çıkartıldığını ; ancak, Rekabet Kurumu tarafından düzenlenen tebliğ gereği, intifa süresinin 5 yıl süre ile sınırlandırıldığını, 18/09/2010 tarihi itibariyle sürenin sona erdiğini; intifa bedelinin ödendiğini, intifa hakkı tesis edilen gayrimenkule kalıcı yatırımlar yapıldığını, bu sebeple sözleşmenin geçersiz kılındığı süre olan 18/09/2010 tarihi sonrası için davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; intifa hakkı, bayilik hizmet bedeli ve kalıcı teknik yatırımlar için ödenen bedelin dava tarihine kadar güncellenmiş değeri olan 98.094,10 TL" nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili; mahkemenin yetkisiz olduğunu, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte intifa bedelinin de ödenmediğini, davacının tacir olup, ödeme hususunun ticari defter ve belgeleri ile ispat etmesi gerektiğini, bayilik sözleşmesinin süresi dolduğu için sona erdiğini, bayilik sözleşmesinden doğan taleplerin de ileri sürülemeyeceğini savunarak; davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece; davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 30.09.2014 tarih ve 2014/8128 E. - 2014/ 12737 K. Sayılı ilamı ile, "...Davacı taraf dava dilekçesinde, intifa hakkının süresinden önce sona ermesi nedeniyle (18.09.2010 ile 01.09.2020 tarihleri arası için ), intifa hakkına karşılık ödenen meblağların ve bayilik sözleşmesi kapsamında yapılan kalıcı yatırımlar için ödenen bedelin dava tarihine kadar güncellenmiş değerini talep etmiştir. Temyiz dilekçesinde ise, taleplerinin bayilik sözleşmesi kapsamında yapılan kalıcı yatırımlara yönelik bulunmadığını, sadece davalı şirkete ödenen bayilik hizmet bedelinin kullanılmayan intifa süresi yönünden denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde iadesi talebi olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece, öncelikle yapılacak iş; HMK"nın 31. maddesi gereğince, davacı tarafın taleplerinin ne olduğunun açıklamasını istemek, taleple bağlı kalınarak inceleme ve araştırma yapmak olmalıdır. Bu nedenle, mahkemece davanın reddine ilişkin hüküm kurulması doğru olmamıştır. Öte yandan, davada; intifa hakkı tesisine (süresinden önce feshine) dayalı alacak talep edilmektedir. Bu halde, zamanaşımı süresi, mahkemenin gerekçesinde belirtildiği gibi bir yıl olmayıp, on yıldır. Mahkemenin, davacının bayinin ve intifa hakkı tanıyan malikin sebepsiz zenginleştiğini kesin olarak öğrendiği tarihten itibaren davasını bir yıl içinde açmadığından bahisle, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin kararında isabet bulunmamaktadır..." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının, davalı bayiye bayilik hizmet bedeli olarak ödeme yaptığını hukuka uygun delillerle ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veye kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, defi değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın açılmasına bakılmaksızın her zaman
    ileri sürülebileceği gibi
    taraflar ileri sürmemiş olsa bile mahkemece resen nazara alınmalıdır.
    ( Kuru, Baki- Arslan, Ramazan - Yılmaz, Ejder : a.g.e.,s. 231-232 ; Üstündağ, Saim; Medeni
    Yargılama Hukuku, Alfa Basım Yayım Dağıtım, İstanbul 1997, s. 307)
    Somut olayda; mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, 15/09/2015 tarihli celsede, davacının talebi açıklattırılmış; davacı, davalı bayiye bayilik hizmet bedeli olarak ödenen bedelden, intifa hakkının kullanılmayan süresine tekabül eden kısmının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi isteminde bulunmuş olup, davalı tarafın Tetik Petrol Ürünleri Nak. Emlak Tarım San. Tic. A.Ş. olarak belirlendiği, davanın şirkete karşı açıldığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; davalı ..."e yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3-) Bozma nedenine göre davalılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428.maddesi gereğince davalı ... yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi