3. Hukuk Dairesi 2020/1374 E. , 2020/2494 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile aralarında Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme kapsamında davalı kurum hastalarının kabul edildiğini, acil, poliklinik ve cerrahi birimlere başvuran hastalara sağlık hizmeti sunulduğunu; davalı tarafından, davacı hastanenin muhtelif tarihlerde acile başvuran hastalardan mevzuata aykırı olarak ücret aldığından bahisle, sözleşmenin 5. maddesinde belirtilen cezai şartın işletildiğini, davacı hastanenin sözleşme kapsamında sunmuş olduğu hizmetler karşılığında hakettiği istihkaklarından haksız kesintiler yapıldığını; davalı kurumca uygulanan cezai işleme konu vakaların hiçbirinin acil tanımına uymadığını ileri sürerek; 70.000,00 TL tutarındaki haksız kesintinin her bir kesinti tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davalı kurumca uygulanan cezai işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; yapılan yargılama neticesinde ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL"nin 18/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 30.01.2018 tarih ve 2015/22634 E. - 2018/946 K. sayılı ilamı ile, "...Mahkemece, davacının, 667 sayılı KHK ile kapatılan kurumlardan olup olmadığı ve buna göre taraf sıfatının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği... "gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, taraf teşkili sağlanarak, davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL"nin 18/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacı vekilinin yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 326. maddesinde; "(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.(2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır." düzenlemesi yer almaktadır.
Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş ise, haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir. (HMK 323/1-ğ)
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi uyarınca; konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında olmamak kaydıyla nispi olarak belirlenir. Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
Somut olayda, mahkemece; dava değerinin 70.000,00 TL olduğu gözetilerek, davacı lehine kabul edilen miktar üzerinden 2.180,00 TL maktu vekalet ücreti takdir edilmesi , yine davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin de tarafların haklılık oranına göre paylaştırılması gerekirken, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasında yer alan " Dava açanın 667 sayılı KHK ile kapatıldığı, her türlü taşınır ve taşınmazları ile her türlü mal varlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının KHK ile ..."ne devredildiği anlaşıldığından tarafların yaptıkları yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına ve yararlarına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, " ifadesinin çıkartılarak yerine " Davacı yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirmiş olup, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T."nin 13. maddesinin 2. fıkrası gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; davacı tarafından yapılan 1.567,35 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan 223,90 TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, " ifadesinin yazılması suretiyle hükmün davacı yararına düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.