Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/5874
Karar No: 2011/2599
Karar Tarihi: 02.05.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/5874 Esas 2011/2599 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/5874 E.  ,  2011/2599 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile ..., birleşen dosya davalıları Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Gündoğmuş Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 11.08.2010 gün ve 164/11 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, 430 ada 12 parselin kendisi adına kayıtlı olduğunu, doğu kısmında kalan ada ve parselini bilmediği yerin kardeşi olan davalı adına kaydedildiğini, yol olarak kullanılan yerin davalının parseli içerisine alındığını, yol kaydının iptali ile kendisi adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, bu dosya ile birleşen 2010/61 esas sayılı dosyada davacı, Hazine ile Ortaköy belediyesini davalı göstererek, kendisine ait 430 ada 12 parsel içinde olması gereken 15,73 m2 yerin yol olarak gösterildiği, bu yerin adına tescilini talep ettiğini belirtmiş, Mahkemece 2010/61 E-2010/74 K sayılı ve 09.06.2010 tarihli karar ile HUMK"nun 45. maddesine göre aralarındaki bağlantı nedeniyle dosyanın 2009/64 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... temsilcisi, dava konusu yeri bilmediğini, yerel bilirkişi beyanlarının doğru olduğunu beyan etmiştir.
    Mahkemece, “davalı ..."e karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleşen dosyadaki davalılar belediye ve hazineye karşı açılan davanın kabulü ile, dava konusu 430 ada 12 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına yapılan tespitinin iptali ile 03.05.2010 tarihli fen bilirkişi ... Tuncer"in raporunda A harfi ile gösterilen 15,73 m2 kısmın, yol olarak tespit dışı bırakılan bölümden ifraz edilerek eklenmesi suretiyle aynı yer, aynı vasıf ve toplam 195, 40 m2 olarak davacı adına tapuya kayıt ve tesciline; bu hali ile dava konusu yol olarak sınırlandırılan krokisinde koordinat ile yoldan 03.05.2010 tarihli krokili bilirkişi raporunda A ile gösterilen 15,73 m2 kısım çıktıktan sonra geriye kalan miktarın mevcut tespit gibi krokisinde kaim yolun çizilmesine” karar verilmesi üzerine; hüküm davalı hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak gösterilen taşınmazın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince tescili isteğine ilişkindir. Tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı tarihten sonraki kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanılması halinde, kural olarak taşınmaz üzerinde zilyetliğin kurulduğu tarihten itibaren kazanma süresi ve koşullarının başlatılması ve diğer şartların varlığı halinde davanın kabul edilebilmesi için tespit dışı bırakılma tarihinden dava tarihine dek en az 20 yıl geçmiş olması gerekir. İlke bu olmakla beraber Daire uygulaması gereğince, tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren makul süre içerisinde açılan davalarda, tespit dışı bırakılma tarihinden önceki zilyetliğin kazanma bakımından nazara alınacağı kabul edilmiştir. Somut olayda dava konusu taşınmaz bölümü 11.09.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol niteliği ile tespit dışı bırakılmış olup 3402 sayılı Kanunun 7/4 maddesine göre kadastro tutanağı düzenlenmeyen bu yerle ilgili olarak kadastroya tabi olması yolunda herhangi bir iddia vaki olmamış ve dava tarihine kadar geçen 2 yıl 2 aylık süre içerisinde hak arama yoluna başvurulmamıştır. Davaya konu yerin paftasında yol olarak bırakıldığı tarihten 2 yıl 2 ay yıl geçtikten sonra açılan bu davanın makul süre içinde açıldığı kabul edilemez. Dava, makul sürede açılmadığına ve dava konusu taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıl geçmediğine, bu nedenle de davacı yararına zilyetlikle kazanma koşulları oluşmadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi