3. Hukuk Dairesi 2020/1762 E. , 2020/2508 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; taşınmazını davalıya kiraya verdiğini, ancak davalının yapması gereken bakımları yapmadığını ve taşınmaza zarar verdiğini, mahkeme aracılığıyla yaptırdığı delil tespiti ile bu hususun belirlendiğini ve bu doğrultuda davalı aleyhine zarar bedelinin tahsili için icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; bina hakkında yıkım kararı olduğunu, bu şekilde kiraya verilmesi sebebiyle kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu ve bu sözleşme dolayısıyla talepte bulunulamayacağını, bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, değişik iş dosyasında alınan rapora itiraz edilmesi nedeni ile rapordaki miktarın kesinleşmemiş olduğu, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle kesinleşmemiş miktar yönünden takip yapılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dairemizin 2017/3947 E. 2018/10987 K. sayılı ilamıyla “(...)Somut olayda davacı, kiracısının taşınmaza zarar verdiği iddiası ile önce delil tespiti yaptırmış, bu dosyaya sunulan bilirkişi raporunda zarar miktarı belirlenmiş, bilirkişi raporuna davalı itiraz etmiş, davacı da anılan zararını tahsil amacı ile davalı aleyhine icra takibine girişmiş, davalının (borçlunun) itirazı ile icra takibi durmuş, davacı da eldeki itirazın iptali davasını açmıştır. Davacının, delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporunda belirlenen zararını tahsil etmek amacı ile alacak davası ya da itirazın iptali davası açması arasında bir fark yoktur. Diğer bir anlatım ile gerekçede yeralan yargılamanın gerektiği sözü doğrudur, ancak yargılamayı mahkemenin eldeki itirazın iptali davasında yapması gerekmektedir. Mahkemece, taraf delilleri değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davalı asilin delil tespiti dosyasına sunulan ve bilirkişilerce yapılan hesaplamalarda esas alınan eşya teslim tutanağındaki imzaya itiraz etmesi nedeniyle davacı tarafa Kemer Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/10 D.iş sayılı dosyasında sureti bulunan 14/03/2011 tarihli “kiracıya teslim edilen eşya listesi” başlıklı tutanağın aslını sunmak üzere süre verildiği, davacı vekilinin süresi içerisinde belge aslını sunmadığı, aslı olmayan bir belge ile hüküm kurulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Somut olayda; taraflar arasında 09.02.2011 başlangıç tarihli 2 yıl süreli kira sözleşmesi imzalanmış, kira sözleşmesinin ön yüzünün üçüncü paragrafında “Kiracı daireleri ve çevre bahçesini aldığı gibi temiz teslim edecektir. Kapı pencere, duvar, cam, mobilya, yatak, buz dolabı, mutfak eşyaları, çarşaf yüzü, klimalar, battaniyeleri ve su pompaları gibi malzemeleri eksiksiz sağlam ve çalışır halde teslim edecektir” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm geçerli olup mahkemeyi ve tarafları bağlar. Bunun yanı sıra delil tespiti dosyasında hazırlanan bilirkişi raporunda eşya eksiklerinin yanı sıra eşyaların ve kiralananın kötü kullanımı dolayısıyla ortaya çıktığı belirtilen zarar kalemlerine de yer verilmiş ve bu zarar kalemleri de davacı tarafça icra takibine konu edilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Kiracı, sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp; münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Hal böyle olunca mahkemece, bilirkişilerden hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor aldırılarak icra takibine konu edilen eşya zararı bakımından, sözleşmenin üçüncü paragrafı gözetilerek ve kullanım süresince meydana gelecek yıpranma da dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapılması; diğer zarar kalemleri bakımından ise yine sözleşme hükmü gözetilerek hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra hor kullanımdan kaynaklı olduğu belirlenen zarardan kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payları düşülmek suretiyle hor kullanma tazminatının belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.