8. Hukuk Dairesi 2010/5560 E. , 2011/2637 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Aydıncık Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20.04.2010 gün ve 64/39 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılardan ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, 101 ada 1088 parselin ortak miras bırakandan kaldığını, taksim edilmediğini ve taşınmazlar üzerinde miras payı bulunduğunu açıklayarak tapu kaydının iptaliyle Abdurrahman mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davacılardan ... vekili, aynı parsel kapsamında kalan bir bölüm taşınmazın miras ve taksim yoluyla babasından kaldığını ve uzun yıllar zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın ifrazen tapu kaydının iptaliyle bağımsız parsel olarak vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar yargılama oturumlarında, davacılardan ...’in taşınmaz üzerinde miras payı bulunduğunu, tüm çağrılara karşın davacının tapuda işlem yapmaya yanaşmadığını ancak diğer davacı ...’ın taşınmaz üzerinde her hangi bir hakkı olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, kayıt maliki olmayan davalılar...,... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne, taşınmazın ifrazı mümkün bulunmadığından 101 ada 1088 parselin tapu kaydının iptaliyle 111885 pay kabul edilerek 5725 payın davacı ... adına, kalan payların ise 21232’şer oranında Abdurrahman mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Tarla niteliğindeki 22377 m2 yüz ölçüme sahip dava konusu 101 ada 1088 parsel,20 yıldan fazla süre tasarrufu altında bulunduğu gerekçesiyle 25.10.2005 tarihinde davalılardan ... adına tespit edilmiş, tutanağın 31.07.2006 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle tapu kaydı oluşmuştur.
Dava; kadastro öncesi miras yoluyla intikal,taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayalı TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi uyarınca iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen bölümün davacılardan ...’a babasından miras ve taksim yoluyla kaldığı, tespit tarihine kadar davacı tarafından kullanıldığı, B harfiyle gösterilen yerin ise ...’te ait olup 1988 yılında ölmesi üzerine mirasçılarına intikal ettiği ve taksim edilmediği açıklanarak yazılı şekilde karar verilmiştir. Hükmü temyiz eden davacı ..., teknik bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 1144.71 m2 yerin zilyetliğinde bulunduğunu, dava konusu parselden ifraz edilerek bağımsız parsel numarası verilmek suretiyle adına tescilini talep etmesine karşılık mahkemece istek göz ardı edilerek paylı mülkiyet şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece paylı mülkiyet şeklinde davanın kabulüne karar verilmiş ise de taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığı usulüne uygun olarak araştırılmamıştır. Taşınmaz başında yapılan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklar, A harfiyle gösterilen bölümün davacı ... zilyetliğinde bulunduğunu bildirmişler, fen memuru davacının kullanımındaki yeri kroki üzerinde işaretlemiştir. Dava konusu taşınmaz bölümü 101 ada 1088 parsel kapsamında kalan bir yerdir. Kazanma koşulları oluştuğu takdirde iptal ve tescile karar verilebilmesi için dava konusu taşınmaz bölümünün ana parselden ayrılmasının mümkün olması gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15.maddesinin son fıkrası hükmüne göre, ayırmayı gerektiren taksimlerde ayırma tarihindeki imar mevzuatı dikkate alınır. Diğer yönden A harfiyle gösterilen bölüm, dava konusu 101 ada 1088 parselden ayrı ve bağımsız bir görünümdedir. Davacı, kadastro öncesi nedenlere dayanarak talepte bulunduğuna göre, ifrazının mümkün olup olmadığının köylerde İl Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünden, belediye sınırları içerisinde ilgili Belediye Başkanlığından sorularak belirlenmesi, ifrazının mümkün olması halinde fen memurundan ifraz durumunu gösteren rapor alınması, ifrazın mümkün olmaması halinde ise, 3402 sayılı Kanunun 15/2.maddesi hükmünün gözönünde tutulması ondan sonra elde edilecek sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacılardan ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 02.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.