Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/12293
Karar No: 2013/29

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/12293 Esas 2013/29 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/12293 E.  ,  2013/29 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 15/05/2012 gün ve 2011/17520 - 2012/7306 sayılı ilâmıyla ret ve bozma kararı verilmiş, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Çekişmeli... İli, ... İlçesi, ... Köyü 101 ada 165 parsel sayılı 3557.61 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla davalı adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine vekili, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşlık ve kayalık yerlerden olduğunu, emek ve masraf sarfı ile imar ve ihyasının tamamlanmadığını ve gerçek kişiler lehine kazandırıcı zilyetlik koşullarının oluşmadığını belirterek, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 18/1. maddesi uyarınca davalı adına yapılan tesbitinin iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, parselin tesbitinin iptaline ve davacı Hazine adına tesciline, taşınmazın içinde bulunan ve davalıya ait olduğu anlaşılan 4 adet 8 yaşlarındaki incir ağacı ve 12 adet 8 yaşındaki zeytin ağacının davalıya ait muhdesat olarak tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hükmün, davacı Hazine tarafından muhdesat yönünden, davalı gerçek kişi tarafından ise, tapu iptali ve tescile yönelik temyizi üzerine, Dairenin 15/05/2012 gün ve 2011/17520 - 2012/7306 sayılı ilâmı ile ["" 1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyecek yerlerden olduğu belirlenerek, davanın kabulü yolunda hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığından, davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; 3402 sayılı Yasanın 19/2. maddesi gereğince, taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise; bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve kazanma sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekmektedir. Ne var ki; çekişmeli parselin bulunduğu köyde seri bazda yapılan orman kadastrosunda, dava konusu yerin niteliğinin araştırılmadığı, resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucu verilen bilirkişi raporlarıyla, çekişmeli parselin 2004 yılına kadar, yüksek eğimli, üzerinde orman bitki örtüsü bulunan ve toprak muhafaza karakteri taşıyan, hiç işlenmemiş yerlerden iken son zamanda bitki örtüsünün kaldırıldığı saptanmıştır. Yüksek eğimli funda ve makilerle kaplı alanlar orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesi kapsamı dışında, aynı Yasanın 1. maddesinin 1. fıkrası gereğince orman sayılan yerdir. Orman Yasasının 1. maddesinin 2. fıkrasının (İ) bendinde “Sahipli arazideki aşılı ve aşısız zeytinliklerle, özel
    yasası gereğince Devlet Ormanından tefrik edilmiş ve imar ıslah ve temlik şartları yerine getirilmiş bulunan yabani zeytinlikler ile 09.07.1956 tarih ve 6777 sayılı Kanunda tasrih edilen yabani ve aşılanmış fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar”ın orman sayılmayacağı, kabul edilmişse de, çekişmeli taşınmazlara ait her hangi bir tapu kaydına dayanılmadığı gibi, 3573 sayılı Yasa gereği tahsis de bulunmamaktadır. Bilimsel ve teknik olarak ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/P maddesi gereğince eğimi %12’yi geçen yerler orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığından, aynı Yönetmeliğin 26/i bendi gereğince orman olarak sınırlandırılır. Çekişmeli parselin bulunduğu yörede ilk orman kadastrosu 1966 yılında seri usulüne göre, her hangi bir köy ya da belde sınırı esas alınmadan ve isimleri belirlenen orman bazında yapılıp, 1969 yalında kesinleşmiştir. Daha sonra 1981 ve 1991 yılında çalışan orman kadastro komisyonlarınca, her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosu yapılmayıp, sadece aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılmıştır. Başka bir deyişle; çekişmeli taşınmazların orman niteliğini belirleyen bir çalışma bu güne kadar yapılmamıştır. 02.12.2003 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4999 sayılı Yasanın 3. maddesi ve 6292 sayılı Yasanın 13/(1) maddesi ile değişik, 6831 sayılı Yasanın 7. maddesinin 1. fıkrasıyla “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da sınırlandırma sırasında orman olduğu halde orman sınırları dışında kalmış ormanların, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti ile 2 nci madde uygulamaları ile ilgili olarak kadastrosu kesinleşmiş yerlerde tespit edilen fenni hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü getirilmiş ve bu hükümle orman kadastro komisyonlarına daha önce sınırlaması yapılmış olup da, sınırlandırma sırasında orman olduğu halde, orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosunu yapma görev ve yetkisi verilmiş ve Orman Kadastro Yönetmeliğinde de benzer hükümlere yer verilmiştir. Eğimi %12’den fazla olan, tamamen maki cinsi ağaçcıklarla kaplı, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan, çevresinde bulunan aynı karakterdeki devlet ormanının devamı niteliğindeki çekişmeli parsel, öncesi ve eylemli durumu itibariyle 6831 sayılı Yasanın 1. maddesinin 2. fıkrasının J bendi gereğince orman sayılan yerlerden iken, 2004 yılından sonra açılarak tarım alanı haline getirilmeye çalışıldığı, ancak; imar ihyasının tamamlanmadığı ve tarım alanına dönüşmediği, 1969 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında bırakılsa da, 4999 sayılı Yasanın 3. maddesi ve 6292 sayılı Yasanın 13/(1) maddesi ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7/1. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılabileceği gibi, orman olarak kullanılmak üzere tahsisinin istenebilecek veya Orman Yönetimi tarafından tapu kaydının tapu iptali ve orman olarak tapuya tescili istemiyle her zaman dava açılabilecektir. Diğer taraftan, 3402 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin, Medenî Yasanın öngördüğü biçimde doğru sicil oluşturma görevi bulunduğu, başka bir deyişle, uyuşmazlığın esası hakkında karar verirken, çekişmeli parselin hangi nitelikte, miktarda ve kimin adına tapuya tescil edileceğine, beyanlar hanesinde hangi şerhlere yer verileceğine tereddüte yer bırakmayacak biçimde karar verme görevinin bulunduğu gözetilerek, taşınmazın hangi nitelikte Hazine adına tescil edildiği hükümde belirtilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilerek, çekişmeli parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ve beyanlar hanesinde yer alan muhdesata ilişkin şerhlerin silinmesine karar verilmesi gerekirken, çekişmeli parselin niteliği belirtilmeden Hazine adına tesciline ve üzerindeki ağaçların, muhtesat olarak davalı gerçek kişiye ait olduğunun beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmesi yasaya aykırı olduğu,""] gerekçeleri ile bozulmuştur.
    Dava, dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilân edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahdidi, 1981 yılında yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde ise, 30.07.1982 tarihinde ilân edilip, 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, orman kadastrosu ve 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması, 1991 yılında 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması mevcuttur.
    Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde; 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Yasanın"" 13. maddesinin 6. bendi ile 6831 sayılı Yasanın 12. maddesine ""(Ek fıkra: 19/4/2012 - 6292/13 md.) Orman kadastrosu yapılıp kesinleşen yerlerde, orman idaresince başka bir değerlendirme yapılmaksızın kesinleşen orman kadastrosuna göre işlem yapılır. "" hükmünün eklendiğini, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosunun davadan ve kadastro tespitinden önce yapılıp kesinleştiğini ve taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu dışında kaldığını, yüksek dairenin yasanın açık hükmüne rağmen taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tescili gerektiği yolundaki değerlendirmesinin ve bu yöndeki bozmasının yasaya aykırı olduğunu kaldı ki; dairenin çekişmeli taşınmaza komşu olan 101 ada 164 parselin Hazine adına tesciline ilişkin kararı 2011/17519 E. 2012/8683 K. sayılı ilâmı ile onadığını ileri sürerek bozma kararının bu nedenlerle kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün onanmasını istemiştir.
    Karar düzeltme isteminin incelenmesinde; somut olayda, davacı Hazine vekili, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bulunan taşlık ve kayalık yerlerden olduğu, emek ve masraf sarfı ile imar ve ihyasının tamamlanmadığını ve gerçek kişiler lehine kazandırıcı zilyetlik koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 18/1. maddesi uyarınca davalı adına yapılan tesbitinin iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmış, mahkemece davanın kabulüne, parselin tesbitinin iptaline ve davacı Hazine adına tesciline, taşınmazın 1. derece doğal sit alanı olduğunun beyanlar hanesine yazılmasına, parsel içinde bulunan ve davalıya ait olduğu anlaşılan 4 adet 8 yaşlarındaki incir ağacı ve 12 adet 8 yaşındaki zeytin ağacının davalıya ait muhdesat olarak tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş ve hükmün davacı Hazine vekili tarafından muhdesat yönünden, davalı gerçek kişi tarafından ise, tapu iptali ve tescile yönelik temyizi üzerine Dairenin 15/05/2012 gün ve 201/17520 - 2012/7306 sayılı ilâmı ile yukarıda belirtilen gerekçelerle bozulmuştur.
    Ancak; davacı Hazine vekili, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bulunan taşlık ve kayalık yerlerden olduğu, emek ve masraf sarfı ile imar ve ihyasının tamamlanmadığı ve gerçek kişiler lehine kazandırıcı zilyetlik koşullarının oluşmadığı savı ile dava açmışsada dava dilekçesinin 3 numaralı bendinde taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Yasasının 18/1. maddesi uyarınca davalı adına yapılan tesbitinin iptali ile Hazine adına özel mülk olarak tescilini istemiştir. Davacı Hazine, taşınmazın orman olarak Hazine adına tescilini istemediği gibi, talebi doğrultusunda lehine kurulan mahkemenin hükmünü esastan benimsemiş ve kararı sadece muhdesata yönelik olarak temyiz etmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonunda uzman orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın 1959 tarihli memleket haritasında beyaz renkli açık alan; 1992 tarihli hava fotoğrafı ile 1996 tarihli memeleket haritasında ise, makilik olarak gözüktüğünü, bu tarihten sonra imar ve ihyasının yapılarak tarım arazisi haline getirildiğini, toprak ve bitki örtüsü yönünden orman niteliğinde ve orman içi açıklığı olmadığını, kesinleşen orman kadastro sınırları dışında orman sayılmayan yerlerden olduğunu belirtmiştir. Ziraat mühendisi ve jeoloji muhendisi dahi raporlarında taşınmazın öncesinde taşlık, kayalık, çalılık nitelikli yerleden iken yakın tarihlerde imar ve ihyasının yapılarak ziraate elverişli hale getirildiğini söylemişlerdir. Bu durumda; davacı Hazinenin istemi ve mahkeme hâkimi, HUMK" nun 74 ve HMK"nun 26. maddesine göre istemle bağlı olduğu, istem doğrultusunda yapılan araştırma sonucunda taşınmazın orman sayılmayan yerleden olduğu, ancak zilyetlik koşullarının gerçek kişiler yararına oluşmadığı kabul edilerek Hazine adına tescil edildiği, kurulan hükümle birlikte Hazinenin muhdesata yönelik temyiz nedeni dikkate alındığında, taşınmazın artık orman olmadığına ilişkin hukuki nitelemenin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, somut olayda; 3402 sayılı Yasanın 30/2. madde koşulları da yoktur.
    Her ne kadar, davacı Hazine vekili karar düzeltmeye gelmiyorsa da, Hazine lehine oluşturulan hükümde davalı vekilinin hukuki yararının bulunduğu dikkate alındığında, kesinleşen hukuki olguları aşar biçimdeki dairemizin bozma kararı maddi yanılgıya dayandığından, davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile dairenin bozmasının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 15/05/2012 gün ve 2011/17520-2012/7306 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 03/03/2011 gün ve 2010/160 E. 2011/115 K. sayılı kararının yukarda açıklanan nedenle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde iadesine 21/01/2013 günü oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi