9. Hukuk Dairesi 2014/16238 E. , 2015/28874 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının çalıştığı sürede gerçeğe aykırı sahte faturalar temin etmek sureti ile şahsi menfaat elde ettiğinin tespit edilmesi nedeniyle bu durumun işverenin güveninin kötüye kullanılmasının yanı sıra, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlardan olmasından dolayı 4857 sayılı iş kanununun 25/II.maddesi gereğince davacının iş akdinin feshedildiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, yıllık ücretli izinlerini fazlasıyla kullandığını, fazla mesai yapmadığını ve resmi tatillerde kesinlikle çalışmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin reddine, davacının genel müdür olması nedeniyle resmi izin belgesi düzenlemeden izinlerini kullanması mümkün olduğundan ve bu kadar yıl boyunca hiç yıllık izin kullanmadan çalıştığının kabulünün hayatın olağan akışına uygun bulunmadığından davacının yıllık izin talebinin reddine, aynı gerekçelerle davacının resmi tatillerde çalıştığına dair soyut beyanları dışında bir belge sunulamadığından davacının resmi tatillerde çalıştığının kabulünün hayatın olağan akışına uygun bulunmadığından davacının bu yöndeki talebinin de reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Dosya içeriğine göre davacı işçinin iş sözleşmesi “gerçeğe aykırı sahte faturalar temin etmek sureti ile şahsi menfaat elde ettiğinin tespit edilmesi” nedeni ile işverenin güvenini kötüye kullandığı gerekçesi ile feshedilmiş, işverence denetim raporu sunulmuş ve suç duyurusunda bulunulmuştur. Ancak hazırlık aşamasında alınan raporda ise işverenin suçlama konusu işlemlerde haberdar olduğu, güveni kötüye kullanma suçunun maddi unsurlarının oluşmadığı ve kamu davası açılmasını gerektirir suç şüphesi olmadığı belirtilmiştir.
Denetim raporu tek taraflıdır. Diğer taraftan ceza soruşturmasındaki rapor hukuk hakimini bağlamaz. Bu nedenle davacı işçi tarafından yapıldığı iddia olunan yolsuzluk olayının gerçekten olup-olmadığı noktasında bir emekli Sayıştay denetçisi, bir iş hukukçusu ve bir de serbest mali müşavirden oluşan üçlü bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle dosyada mevcut savcılık aşamasında alınan rapor ile işverence aldırılan rapor arasındaki çelişki giderilmeli, davacının davranışlarının haklı neden niteliğinde güveni kötüye kullanma olarak nitelenip nitelenmeyeceği açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre feshin haklı olup olmadığı belirlenip kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanılmadığına karar verilmelidir. Eksik eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalıdır.
2- Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık konusu da, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
Davalı işveren davacıya yıllık izin kullandırıldığına dair imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge sunmamıştır. Yılık izin ücretinin hesaplanıp hüküm alınması gerekirken varsayıma dayalı gerekçe ile reddi isabetsizdir.
3- Diğer taraftan Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu da taraflar arasındaki bir başka uyuşmazlık konusudur.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıt taşımaması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının yapıldığını yazılı delille kanıtlaması imkân dahilindedir.
Dairemizce son yıllarda, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde, taktiri indirim yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Ancak, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut uyuşmazlıkta tanık beyanlarına göre bilirkişi tarafından yapılan genel tatil ücreti hesabı dosya kapsamına uygundur. Davacı tatillerde çalıştığını kanıtlamıştır. Mahkemece yapılacak makul orandaki bir takdiri indirim ile bu alacak kaleminin hüküm altına alınması gerekirken varsayıma dayalı gerekçe ile reddi de bozma nedenidir
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.