Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/13121
Karar No: 2019/4706
Karar Tarihi: 07.05.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/13121 Esas 2019/4706 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/13121 E.  ,  2019/4706 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.05.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden taraftan gelen olmadı. Karşı taraftan davacı Hazine vekili Av. ... Selçuk geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı Hazine vekili asıl ve birleşen dosyada, dava konusu 125 ve 127 parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını belirterek, dava konusu taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısımlarının tapu kayıtlarının iptali ile terkine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, ilk hükümle, asıl ve birleşen davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, 1. Hukuk Dairesi 20/09/2010 tarihli ve 2010/7746 Esas, 2010/8993 Karar sayılı ilamı ile "... Hak düşürücü süre kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece davanın her aşamasında re"sen gözetilmesi gerekli olumsuz dava şartlarındandır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, her dava açıldığı tarihteki koşullara bağlıdır... Hazinenin davasında haklı olup olmadığını belirlemek amacıyla dava konusu taşınmazın 3621 Sayılı Yasa uyarınca kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kalıp kalmadığının saptanmasında zorunluluk vardır. Oysa, 21.12.2006 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen rapordan da anlaşılacağı üzere yalnızca daha önce idarece tespit edilen kıyı kenar çizgisinin esas alındığı; usulüne ve yasal düzenlemelere 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına uygun bir kıyı kenar çizgisinin belirlenmediği anlaşılmaktadır...Öyle ise, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazın tutanağında belirtilen tapu kaydının ilk tesisinden itibaren getirtilerek, bir tescil ilamına dayalı olup- olmadığının saptanması, tescil ilamına dayanıyor ise ve anılan tescil ilamında Hazine taraf ise, ilamın Hazineyi bağlayacağının gözetilmesi ve tescil ilamının dayanağı haritanın uygulanması, uygulama neticesinde harita kapsamı içinde kalıyor ise, davacı Hazinenin dava tarihinde davasında haklı olmayacağı ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulacağı, yok eğer bir tescil ilamı bulunmuyor ve taşınmazın tamamı veya bir kısmı tanımı 3621 Sayılı Yasa"nın 4. maddesinde yapılan kıyıda kalıyor ise, davacı Hazinenin davasında haklı olduğu ve yargılama giderleriyle avukatlık ücretinden sorumlu tutulmayacağı, aksine diğer tarafın sorumlu olacağı gözetilmek ve tarafların haklılık durumları da dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir..." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece yeniden yapılan yargılama neticesinde, asıl davada, 127 parsel sayılı taşınmazın 01/10/2015 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde "B" harfi ile gösterilen 519.92 m²"lik, "C" harfi ile gösterilen 120.54 m²"lik, "D" harfi ile gösterilen 257.04 m²"lik bölümlerin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından tapu kaydının iptali ile deniz kıyısı olarak terkinine, birleşen davada, 125 parsel sayılı taşınmazın 05/11/2017 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde "A" harfi ile gösterilen 3036.17 m²"lik, "B" harfi ile gösterilen 840.52 m²"lik bölümlerin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından tapu kaydının iptali ile deniz kıyısı olarak terkinine karar verilmiş, hüküm duruşma talepli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin kütükten terkini isteğine ilişkindir.
    Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 127 parsel sayılı taşınmazın zeytinlik vasfı ile 1225 m2 yüzölçümünde davalılar İpek Tolbaş ve Villa Mahal Turistik Tesis ve Tic. Ltd. Şti. adına, 125 parsel sayılı taşınmazın ise zeytinlik vasfı ile 8850 m2 yüzölçümünde ... adına tapuda kayıtlı olduğu, mahkemece yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporları uyarınca, 127 parsel sayılı taşınmazın toplam 987,5 m²"lik, 125 parsel sayılı taşınmazın ise toplam 3906,69 m2 bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından tapu kaydının iptali ile deniz kıyısı olarak terkinine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, mahkemece, her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, mahkemece 3621 sayılı Kıyı Kanunu"nun 4. maddesindeki tanımlamalar dikkate alınarak, aynı Kanun"un 5 ve 9. maddeleri ile, 13.03.1972 tarihli ve 7/4 sayılı, 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları göz önünde tutularak, Kanun"un 9/2. maddesinde belirtilen bilirkişi heyeti oluşturulmamış, oluşturulan bilirkişi heyetinden, denetime elverişli, ayrıntılı rapor alınmamış, bilirkişilerce tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile idare tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisi kroki üzerinde gösterilmemiş ve çakıştırma yapılmamış, komşu parsellerin kıyı kenar çizgisine ilişkin durumu araştırılıp değerlendirilmemiştir.
    Hal böyle olunca, Mahkemece yapılması gereken iş; üç kişilik jeolog ya da jeomorfolog ile bir harita mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmazda yeniden keşif yapılması, taşınmazın farklı noktalarında gözlem çukurları açılarak bu çukurlardan alınan verilerin incelenmesi, açılan gözlem çukurlarının harita üzerinde işaretlenerek gösterilmesi ve kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi, farklılık olursa sebebinin açıklattırılması, varsa komşu parseller ile ilgili oluşturulan kıyı kenar çizgisi ve komşu parsellerin kıyı kenar çizgisine ilişkin durumunun araştırılması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesidir.
    Kabule göre de, asıl dava konusu 127 parselin İpek Tolbaş ve Villa Mahal Turistik Tesis ve Tic. Ltd. Şti. adlarına tapuda kayıtlı olduğu, davalı ..."ın kendi adına asaleten Villa Mahal Turistik Tesis ve Tic. Ltd. Şti"yi temsilen Av. ..."i vekil tayin ettiği, bu durumda asıl davada yargılama sırasında ve karar başlığında sadece ..."ın davalı olarak gösterilip, Villa Mahal Turistik Tesis ve Tic. Ltd. Şti"nin davalı olarak gösterilmemesi de doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
    07.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi