Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/5429
Karar No: 2011/2821
Karar Tarihi: 09.05.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/5429 Esas 2011/2821 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/5429 E.  ,  2011/2821 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Selim Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 23.06.2010 gün ve 166/73 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı, ... dava dilekçesi ile sonraki beyanlarında; 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 157 ada 86 sayılı parselin Feyyat adına tespit ve tescil edildiğini, esasen taşınmazın babasından kaldığını, sağlığında yarısının kendisine, yarısının da kardeşi İlhami’ye verdiğini davalının İlhami’nin eşi olduğunu açıklayarak tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Feyyat Yılmaz açılan davanın yersiz olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının taşınmaz üzerinde herhangi bir zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava kazanmayı sağlayan zilyetlik ve bağış hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Davacı, dava dilekçesinde taşınmazın babasından kaldığını belirterek iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, 11.11.2009 tarihli yargılama oturumunda ise babasının sağlığında dava konusu taşınmazın yarısını kendisine verdiğini, diğer yarısını ise davalının eşi olan kardeşi İlhami’ye verdiğini belirterek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların önemli bir kısmı dava konusu taşınmazın kimden kaldığını ve davacı ile davalının eşine ne şekilde intikal ettiğini, babaları Ali’den kalan taşınmazların taksim edilip edilmediğini bilmediklerini açıklamışlardır. Davalı tanığı ... dava konusu taşınmazın muris Ali’den kaldığını, İbrahim ve İlhami’nin birlikte kullandıklarını, davacı tanığı ... ise taşınmazın yine muris ...’den kaldığını ancak İlhami ve davacı ... tarafından tasarruf edildiğini bildirmiştir. Görüldüğü gibi taşınmazı tarafların ortak miras bırakına Ali’den kaldığı hususunda duraksama bulunmamaktadır. Ne var ki, taşınmazın muris tarafından sağlığında davacı ... ve...’ye yada İlhami ve İbrahim’e verip vermediği, bağışlayıp bağışlamadığı ve murisin mirasçıları arasında yöntemine uygun bir biçimde terekenin paylaşıma tabi tutulup tutulmadığı uyuşmazlık konusu oluşturmaktadır. Mahkemece bu nokta üzerinde durulmamıştır. Dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar arasında da çelişki bulunmaktadır. Öte yandan muris Ali"nin terekesi mirasçıları arasında paylaşıma tabi tutulmamış ise, terekenin elbirliği mülkiyetine tabi bulunduğundan bir veya birkaç mirasçının terekeye dahil taşınmazlar üzerinde sürdürdükleri zilyetlik, tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılır. Bu nedenle bağımsız sürdürülen bu zilyetlik mirasçıya herhangi bir hak bahşetmez.
    O halde mahkemece yapılacak iş; yeniden yapılacak keşifte teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla dava konusu parselin sağlığında muris Ali tarafından hangi çocuklarına verdiği, murisin mirasçıları arasında terekenin taksim edilip edilmediği konularında sorularda yöneltilmek suretiyle olayın açıklığa kavuşturulması, Yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258.maddesi uyarınca davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, aynı kanunun 259. maddesi gereğince keşifte dinlenilmeleri, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HUMK.nun 265. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 09.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi