
Esas No: 2015/5652
Karar No: 2015/8311
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5652 Esas 2015/8311 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar şirket, ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan bozma ilamında somut olayda davalı ...’ın 4. kişi konumunda olup taşınmazları satın aldığı tarihteki satış bedeli ile gerçek değer arasında mislini aşan fark bulunmasının tek başına iptal nedeni olmayıp başkaca iptal nedenini ispat yönünde delil sunulmamış olmasına rağmen davalılar ..., ... ve ... arasında gerçekleşen satışlar yönünden 6183 sayılı Kanun’un 28/1. bendinde üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısımlarıyle, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarrufların ve 28/2. bendinde ise kendi verdiği malın, aktin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama hükmünde olduğu ve iptale tabi olduğunun belirtilmiş olması karşısında davalı ...’ye yapılan tasarruflarda satış bedelleri toplamı ile taşınmazların gerçek değeri arasında mislini aşan farkın mevcut olduğu hususu ile davalı ...’nin de davalı borçlu ...’in halası olduğu hususları üzerinde durulmadığı, kaldı ki davalı ..., ... ile ... aynı ilçe nüfusuna kayıtlı kişiler olup akit tablolarından anlaşıldığına göre adı geçen davalılar ve davalı ...’ın aynı ilçe sınırları içinde oturdukları, davalı ...’ın 4. kişi konumunda olup taşınmazları satın aldığı tarihteki satış bedeli ile taşınmazların gerçek değerleri arasında mislini aşan fark, bu davalı açısından tek başına iptal nedeni değil ise de davalıların ikamet ettikleri ilçenin büyüklüğü ve bu tür satışların ilçe içinde oturanlar tarafından bilinip bilinemeyeceği ve borçlunun mali durumunun ve alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğinin diğer davalılar tarafından bilinip bilinemeyeceğinin yeterince araştırılmadığı ayrıca davalı ...’nin de emlakçı olmasından dolayı borçlunun amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadı ile hareket ettiğini bilen veya bilmesi lazımgelen kimselerden olup olmadığı üzerinde de durulmadığı belirtilerek eksikliklerin giderilmesi gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda satışların hileli bir şekilde yapıldığı, diğer davalıların borçlu ile doğma büyüme aynı ilçede oturup borçlunun mal kaçırma kastını bilen ya da bilebilecek durumda olan kişilerden oldukları gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı Şirket, davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bozma sonrasında takip konusu borçların ödenmiş olduğu başka bir deyimle tasarruftan önce doğmuş bir borcun kalmadığı gelen yazı cevabından anlaşılmış olmakla davanın konusuz kalmış olmasından dolayı bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Şirket, davalı ... ve ... vekili temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar şirket, ... ve ..."ye geri verilmesine, 08.06.2015 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.