Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1431
Karar No: 2020/2575
Karar Tarihi: 03.06.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/1431 Esas 2020/2575 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/1431 E.  ,  2020/2575 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, davalılar ve murislerinden yarıcılık suretiyle aldığı 215 parsel sayılı taşınmazı 45-50 yıldır kullandığını, anlaşma gereği büyük kısmının ağaçlandırılması nedeniyle taşınmazın 1/2 payının bölgede yaygın olan gelenek ve örf-adet kuralları gereği kendisine verileceğinin kararlaştırıldığını, ancak taşınmazın ağaçlandırılıp büyük bir bahçe haline getirilmesinden sonra davalıların satma ve devretme girişiminde bulunduklarını, Yargıtay uygulamaları gözönüne alınarak taşınmazın 1/2 payının imar ve ihya edene verilmesi gerektiğini ileri sürerek; 215 parselin tapu kaydının iptali ile 1/2 payının adına tescilini; olmazsa fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL ağaç bedelinin davalılardan tahsilini talep etmiş; 22.05.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle ile taşınmazın kamulaştırılıp el değiştirmesi nedeniyle tapu iptali talebini âtiye bıraktıklarını, ağaç bedeli yönünden ise taleplerini 29.075 TL"ye artırdıklarını bildirmiştir.
    Davalılar, taraflar arasında yarıcılık anlaşması bulunmadığını, işgalci olan davacıdan çekindikleri için taşınmaza sahip çıkamadıklarını, taşınmaz ve ağaçlarda hakkı olmayan davacının bu yerin kamulaştırılacağını bildiği için dava açtığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24/03/2015 tarihli, 2014/18242 Esas ve 2015/4825 Karar sayılı ilamında; "...Yargılama esnasında mahkemece dinlenen davacı tanıkları; dava konusu taşınmaz üzerindeki 25-30 yaşlarındaki ağaçları davacının babasının diktiğini, babası ölünce, mirasçıların hakkını davacıya verip, ağaçların bakımını davacının yaptığını beyan etmişlerdir. Keşifte alınan bilirkişi raporundan, yaklaşık 25 adet ağacın 20-35 yaşlarında olduğu, kalan yaklaşık 100 adet ağacın ise 10 ve daha küçük yaşta olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili, bilirkişi raporuna karşı beyanında, "davacının işgal edince bu yere genç yaştaki fidanları diktiğini" belirtmiştir. Bu durumda, taşınmaza daha sonra davacı tarafından da muhtelif ağaçlar dikildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; TMK"nın 723. maddesi gereğince inceleme ve araştırma yapılarak, davacı tarafından dikilip yetiştirilen ağaçlar yönünden tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." denilmek suretiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra mahkemece, davanın tapu iptali ve tescili talebi yönünden atiye bırakılmasına, davanın tazminat yönünden kısmen kabulü ile, 3.993,75 TL" nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Anılan hüküm Dairemizin 25/09/2018 tarihli, 2016/22059 Esas ve 2018/8966 Karar sayılı ilamıyla "Kamulaştırma davasında davacının taşınmaza dikmiş olduğu ağaçlar için belirlenen bedeli almış olan davalıların, ağaçları benimsedikleri ve dolayısıyla davacı aleyhine sebepsiz olarak zenginleştikleri açıktır. O halde, mahkemece; davacı tarafından dikilen ağaçların bilirkişi tarafından belirlenen değerinin (kamulaştırma davasında da ağaçlar için aynı tutarda kamulaştırma bedeline hükmedilmiş olduğu gözetilerek) davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle ağaçların asgari levazım bedeline hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." şeklindeki gerekçelerle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece 27/06/2019 tarihinde verilen son kararda, davacının tapu iptali ve tesciline yönelik talebinin atiye bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmiş olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, tapu iptali ve tescili talebinin atiye bırakılmasına ilişkin kararın aynen uygulanmasına, davacının tazminata yönelik talebinin kabulü ile, 29.075,00 TL "nin 5.000,00 TL" sine 28.03.2012 dava tarihinden itibaren, 24.075,00 TL" sine ise 22.05.2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte dahili davalı ... haricindeki diğer davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık, davalılara ait taşınmaza davacı tarafından dikilen ağaçlar nedeniyle davalıların zenginleştikleri iddiasına dayanan tazminat istemine ilişkindir.
    Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, yada gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır.
    Somut olayda, bozmaya uyularak oluşturulan hükümde bozma gereği yerine getirilmemiştir. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporları, Dairemizin her iki bozma ilamı ve yerel mahkeme kararları bir bütün halinde incelendiğinde, genç ağaçların davacı tarafından dava konusu taşınmaza dikildiği hususu tartışmasızdır. Alınan bilirkişi raporlarında, taşınmazda bulunan ağaçların toplam bedelinin 29.075,00 TL olduğu, davacı tarafından dikildiği tespit olunan genç ağaçların (10 yaş ve daha küçük) bedelinin ise, 15.975,00 TL olduğu belirlenmiştir. Dairemizin 25/09/2018 tarihli bozma ilamında da açıkça, davacı tarafından dikilen ağaçların bilirkişi tarafından belirlenen değerinin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ne var ki mahkemece, dava konusu taşınmazda bulunan tüm ağaçların bedeli olan 29.075,00 TL"ye hükmedilmiştir. Verilen hüküm, bozma ilamımıza aykırılık teşkil etmektedir.
    O halde mahkemece, tanık beyanları ve bilirkişi raporlarıyla davacı tarafından dikildiği belirlenen genç ağaçların bedeli olan 15.975,00 TL"ye hükmedilmesi gerekirken bozma ilamına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu gerekçelerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK" ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK" un 428.maddesi uyarınca hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi