3. Hukuk Dairesi 2015/7431 E. , 2016/659 K.
"İçtihat Metni" T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SİVAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2014
NUMARASI : 2014/355-2014/665
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 26.01.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. E.. P.. geldi. Karşı taraf davacılar vekili Av. Ş.. Ş.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dilekçesinde; davacı küçük F.. Ş... 21.07.2008 tarihinde çocuk parkında top oynadığı sırada topun trafo binasının üzerine düşen topu almak için binaya çıktığı sırada elektrik tellerine temas ettiğini, olay nedeniyle sağ kolu ve sağ bacağının kesildiğini, davalı idarenin olay nedeniyle kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 5.000 TL maddi ve 2000 TL bakıcı gideri tazminatı toplam 7.000 TL"nin davalıdan tahsilini, 05.01.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile 125.543,98 TL maddi, 300.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Birleşen 05.01.2012 tarihli dosyada ise; olay nedeniyle davacılar F.. ve Z.. için(F.. anne-babası) 50.000 "er TL, F.. kardeşleri S.. S.. ve M.. için 20.000"er TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davacıların oğlu F.. yasak olan ve hayatın olağan akışına göre gidilmeyecek yere gitmesi ile kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını beyan etmiş, zamanaşımı def"inde bulunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 5.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, bakıcı giderine ilişkin talebin reddine, ıslah ile artırılan ve birleşen dava ile talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerinin ve birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hükmün davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 08.04.2014 tarih ve 2013/20563 E.-2014/5596 K.sayılı ilamı ile özetle; "...Davacılar vekilinin 05.01.2012 tarihinde ıslah talebinde bulunduğu ve aynı tarihte açtığı ek dava ile Adli Tıp rapor tarihine göre 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, bu durumda mahkemece; davalı vekilinin zamanaşımı def"inin reddine karar verilerek davanın esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin hüküm kurulması doğru görülmediğinden" bozulmuştur.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak hükme esas alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile 130.543.98 TL maddi, 130.000 TL manevi tazminatın davalıdan olay tarihinden itibaren faiziyle tahsiline, bakıcı giderine ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmiş, birleşen davada ise, davacılar Fevzi ve Ziynet için 25.000"er, Sefa, Sedat ve Murat için 5.000 "er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı, asıl davada manevi tazminat isteminde bulunmamıştır. Islah dilekçesi ile ıslah harcını yatırarak maddi tazminat talebini artırmış, ayrıca 300.00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Ancak, 6100 sayılı H.M.K"nın 176 ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur.
Öte yandan harca tabi davalarda her dava açılırken davalıdan başvurma harcı ile nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Gerekli harçlar alındıktan sonra dava dilekçesi esas defterine kaydedilir ve dava, dava dilekçesinin esas defterine kayıt edildiği tarihte açılmış sayılır. Ancak, davacı peşin harç(nispi harç) yanında başvuru harcını da yatırarak yeni bir talepte bulunur ise bu durum yeni bir ek dava olarak nitelendirilmelidir.
Somut olayda manevi tazminata ilişkin ıslah dilekçesinin, nispi harç yatırılmak suretiyle mahkemeye verilmesi ve fakat başvuru harcının yatırılmaması nedenleriyle bir ek dava dilekçesi olarak kabulü dahi mümkün değildir.
Bu duruma göre, davacının ayrıca manevi tazminat davası açma hakkı saklı kalmak üzere manevi tazminata ilişkin ıslah isteminin reddine karar verilmesi gerekirken davacının söz konusu ıslahına değer verilerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.