Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7976
Karar No: 2016/671
Karar Tarihi: 26.01.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/7976 Esas 2016/671 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı müvekkili ile davalı şirket arasında mesken elektrik abonelik sözleşmesi yapılmıştır. Davacı, davalının yansıttığı elektrik faturalarında kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma hizmeti bedellerinin haksız olarak tahsil edildiğini belirterek, bu bedellerin iptalini ve kendisine ödenmesini talep etmiştir. Mahkeme, davanın 3.000 TL'nin altında kalması nedeniyle Tüketici Hakem Heyetine başvurulmadan doğrudan Tüketici Mahkemesinde açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Hukuk Genel Kurulu, yapılan itiraz sonucu davanın muaraza yarattığı ileri sürülerek doğrudan Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiğine hükmetmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68/1 ve HUMK'nun 427. maddeleri.
3. Hukuk Dairesi         2015/7976 E.  ,  2016/671 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 26.01.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av..... geldi. Karşı taraf ve vekili gelmedi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında mesken elektrik abonelik sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin abone olduğu günden beri, davalı ... dağıtım şirketi tarafından yansıtılan faturaları düzenli olarak ödediğini, ancak davalı tarafından yansıtılan elektrik faturalarının içerisine kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma ve perakende satış hizmeti bedellerinin eklendiğini, davalının bu bedelleri haksız olarak tahsil ettiğini, bunun tüketici açısından haksız şart olduğunu, bu bedellerin tahsilinin haksız şart olduğunun tespiti ile iptalini, bundan sonra bu isimler altında kesinti yapılmamasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans (ticarî) faiziyle birlikte davalı taraftan tahsilini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı tarafa tebligat yapılmadan dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verildiği için davalı tarafından davaya bir cevap verilmemiştir.
    Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, dava konusu alacak miktarının 3.000 TL"nin altında olması nedeniyle Tüketici Hakem Heyetine başvurulmadan doğrudan Tüketici Mahkemesinde dava açılamayacağı gerekçesi ile 6502 sayılı Kanunun 68/1.maddesi, HMK.nun 114/2, 115, 320/1.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu neden,yle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, ek karar ile anılan kararın kesin olduğu gerekçesi ile temyiz talebinin reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    Uyuşmazlık; mesken elektrik abonesi olan davacının kayıp-kaçak ve diğer bedellerin iadesi yönünde, dava dilekçesinde gösterdiği miktar itibarıyla (100 TL) Tüketici Hakem Heyetine başvurmadan, doğrudan Tüketici Mahkemesinde; kayıp kaçak ve diğer bedeller adı altında tahsil edilen bu bedellerin tahsilinin haksız şart olduğunun tespiti ile iptali, bundan sonra bu isimler altında kesinti yapılmaması ve tahsil edilen bedellerin iadesi yönünde dava açıp açamayacağı hususlarından oluşmaktadır.
    Görüldüğü üzere, davacının talebi sadece 100 TL alacağın iadesi ile sınırlı olmayıp, ileriye dönük art etkisi yapabilecek belirli olmayan, devamlılık arz eden bir isteme ilişkindir.
    6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68/1 ve HUMK"nun 427.maddesinde belirtilen kesinlik sınırının davada gözetilmeden, davanın miktar ve değerine bakılmadan temyizi kabil olduğuna karar verilmiştir.
    Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 13.05.2009 tarih, 2009/13-122 E.-2009/189 K.sayılı, 13.10.2010 tarih, 2010/13-406 E.-2010/503 K.sayılı kararlarında da aynı hususlara değinilmiştir.
    Bu nedenle, kararın kesin olduğundan bahisle, temyiz dilekçesinin reddine dair mahkemece verilen ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesinin incelenmesine geçilmiştir.
    Taraflar arasında düzenlenen elektrik abone sözleşmesi gereğince davacının meskeni ile ilgili abone kaydına gelen faturalarda kayıp-kaçak ve diğer unsurların yer aldığı anlaşılmaktadır.
    12.01.2015 dava tarihi itibariyle 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 68/1.maddesinde; "Değeri 2.000 TL"nin altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketim hakem heyetlerine, 3.000 TL"nin altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise 2.000 TL ile 3.000 TL arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz.", aynı maddenin 4.bendinde "Bu madde de belirtilen parasal sınırları her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298.maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır" hükmü getirilmiştir.
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında düzenlenen abonelik sözleşmesi gereğince davacıdan kayıp-kaçak ve diğer bedeller adı altında ücretlerinin tahsil edildiğini belirterek, abone sözleşmesinde yer alan ilgili sözleşme maddelerinin haksız şart olduğunun tespiti ile iptaline, bundan sonra bu isimler altında kesinti yapılmamasına ve haksız tahsil edilen bedellere mahsuben fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL"nin (belirsiz alacak davası şeklinde) davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davacının bu talepleri bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında kurulan sözleşme (abonelik) ilişkisi sırasında davalı tarafından kayıp-kaçak ve diğer bedellerin davacı tarafından ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu, davada da muarazanın (çekişmenin) giderilmesinin talep edildiği açıktır.
    Hukuk Genel Kurulunun 29/09/2004 tarih ve 2004/13-417 Esas-2004/442 Karar sayılı ilâmında da açıklandığı üzere; muarazanın men"i (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir.
    Bu tür davalarda hem muarazanın (çekişmenin) varlığının tespiti ve hem de onun önlenmesi (men"i) talep edilir.
    Bu durumda; taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi feshedilmediğine ve davacının sözleşme ilişkisine yönelik davalının muaraza yarattığı ileri sürülerek, muarazanın önlenmesi, sözleşmede yer alan haksız şartların tespiti ile iptali ve ileriye yönelik talep de bulunduğuna göre, davanın Tüketici Hakem Heyetine başvurulmadan doğrudan Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Bu nedenle dava şartı da oluşmuştur.
    Mahkemece; davacının talebine bağlı kalınarak dava aydınlatılmalı ve davanın esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi