10. Hukuk Dairesi 2014/19819 E. , 2015/2051 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, murisin İsviçre Sigortasına giriş tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Hukuk Genel Kurulu"nun 14.11.2007 tarih ve 2007/13-848 Esas 2007/840 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, açılmış bir kısmı da, olumsuz (yokluğu mutlaka gerekli) niteliktedir. Hakim, önüne gelen bir davada, dava şartlarının mevcut olup olmadığını re"sen gözetmelidir. Olumlu dava şartlarından biri de, davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. Açılmasında davacısı yönünden hukuki yarar bulunmayan bir dava, dava şartının yokluğundan dolayı reddedilmelidir.
Öncelikle; yurtiçinde daha önce herhangi bir sigortalılığı bulunmayan davacının murisi Havva Alkan"ın ..."daki ev kadınlığı sürelerini 30.10.2013 tarihli başvurusu ile 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanarak 1800 gün karşılığı borçlanma bedelini 25.03.2014 tarihinde ödeyen davacı, murisinin ... sigorta girişinin Türkiye"de sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Ancak murisin ..."da sigortalılık ya da ev kadınlığıı bulunduğuna dair dosyada belge bulunmayıp İsviçre"de bir kısım ikamet süreleri bulunduğundan dava dilekçesinde maddi hata ile ... çalışmalarından bahisle talepte bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan; 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Kanunun 79"uncu maddesiyle değişik 3201 sayılı Kanunun 3"üncü maddesi “Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin ... vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar…” hükmünü içerirken; yine aynı Kanunla 3201 sayılı Kanunun 5"inci maddesine 4"üncü fıkra hükmü olarak eklenen ek fıkra ile de; “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” hükmü getirilmiştir.
Anılan 5754 sayılı Kanun ile, 3201 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve getirilen ek düzenlemelere birlikte bakıldığında; başvurulacak kuruluşların belirlenmesinde, eski 3"üncü maddede öngörülen değişik hallerden tümüyle vazgeçilmiş ve sadece, Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği öngörülmüştür. Anılan düzenlemeyle, Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan kişilerin, 3201 sayılı Kanuna dayalı borçlanma sürelerinin 5510 sayılı Kanunun 4/1-b kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi gerekecektir. Yani kişinin yurtiçinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi sigortalılığı var ise talep tarihi itibariyle en son sigortalılık haline göre 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma yapacaktır.
Bu bağlamda somut olay değerlendirildiğinde; davacının, murisinin yurtiçinde herhangi bir sigortalılığı bulunmadığı anlaşıldığından davacı hak sahibinin 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında borçlanma yapması yerindedir. Davacının 3201 sayılı Kanun uyarınca yaptığı borçlanmanın ölüm aylığı bağlanması amacına yönelik olduğu belirgin olup, bu durumda ölüm aylığı şartlarının 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında belirlenmesi gerekecektir. Sigorta başlangıcı kavramı temel olarak 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddei kapsamındaki sigortalılık için geçerli olup, 4/1-b maddesi kapsamında ölüm aylığı bağlanması şartları arasında sigortalılık süresine yer verilmemiştir. Bu nedenle; davacıya dava dilekçesi açıklattırılarak eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı tespit edilerek, bulunmadığının anlaşılması halinde davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu sonucuna varılması durumunda:
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yurt dışında geçirdikleri çalışma sürelerinin sosyal güvenlikleri açısından değerlendirilebilmesi amacıyla 22.05.1985 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan ... Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunla, ... vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, ... vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini öngörmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.03.2001 tarihli, 2001/232 Esas ve 2001/272 sayılı kararı ile sonrasında Dairemizin istikrar kazanmış uygulamalarında belirtildiği üzere, borçlanılan sürenin ilişkin olduğu çalışmaları İsviçre’de geçen davacı hakkında, Anayasanın 90/son maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre arasında bağıtlanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 15/a maddesinde "Bir kimse, ... mevzuatına tabi olmadan önce İsviçre yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olmuş ise, sözü edilen İsviçre sigortasına ilk defa tabi olduğu tarih, 1 inci maddenin 1 inci fıkrasının A bendinin (a) bölümünde belirtilen ... mevzuatına ilk defa tabi olduğu tarih sayılır." denilmektedir.
Ancak somut olayda, davaya konu yapılan ve İsviçre yaşlılık ve ölüm sigortalarına giriş olduğu iddia edilen tarihin “Ev kadınlığı süresi” olduğunun bildirilmesi karşısında, anılan ev kadınlığı süresinin, yukarıda bahsedilen Uluslararası sözleşme hükmü kapsamında, uzun vadeli sigorta kollarından olan malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından İsviçre yaşlılık ve ölüm sigortalarına giriş niteliğinde bir sigortalılık süresi olup olmadığının usulünce araştırılması gerekir. Kuşkusuz, ev kadınlığı süresinin İsviçre sigortasına giriş niteliğinde bulunmaması ve başkaca İsviçre sigortasına giriş niteliğinde bir başlangıcın da bulunmaması halinde sigorta başlangıcının, 3201 sayılı Kanunun 5’inci madde hükmü çerçevesinde belirlenmesi gerekecektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.