Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4731
Karar No: 2013/311

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4731 Esas 2013/311 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/4731 E.  ,  2013/311 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ..., 30.04.2004 günlü dilekçesiyle... Beldesi (...)...Mahallesindeki sınırlarını bildirdiği taşınmazı murisinin imar ve ihya ederek eklemeli 40 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla çekişmesiz ve aralıksız zilyet ettiğini, üzerine ev yaptığını, yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne ve 13.06.2006 tarihli fen bilirkişi krokisinde sarı ile boyanarak gösterilen 12389 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacı ... adına tapuya tesciline ilişkin verilen karar, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle, 20. Hukuk Dairesinin 26.03.2009 gün 2009/2242 – 5118 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Yasasının 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdirî delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip kesin olarak belirlenmesi, taşınmazın eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınması, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulması, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idarî tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmesi,..... tarafından, beton santralı yapılmak üzere Hazineden taşlık ve çalılık 26500 m² alanın kiralanmak ya da satın alınmak istenmesi üzerine, Hazine tarafından bu yerin tescili yoluna girildiği, bu amaçla tesbit işlemi yapıldığı, üzerinde bulunan gecekondu sahipleri için işgalci olarak ecrimisil tahakkuk ettirildiği, gecekonduların yıkılma aşamasında olduğu aynı yöreye ilişkin dosyalarda, Milli Emlak Müdürlüğünce bildirildiğine göre, ilgili belge ve haritalar getirtilerek çekişmeli taşınmazın bu arazinin içinde olup olmadığı belirlenmesi, davacının... ... Mahallesinde bulunan 1000 m² yüzölçümündeki taşınmaz için tahakkuk ettirilen ecrimisili ödeyip ödemediğinin araştırılması, ödemiş ise malik sıfatıyla zilyet olup olmayacağının irdelenmesi, 3402 sayılı Yasanın 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının usulünce yapılması...” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın REDDİNE ve fen bilirkişi ..."in
    23.05.2011 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile 11981 m² olarak gösterdiği taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılmış taşınmazın, imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, Medenî Yasanın 713. maddesi gereğince tapuya tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Yasaya göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi, daha sonra 1974 yılında yapılıp, 20.10.1975 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılıp 14.02.1988 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, orman kadastrosu yapılmamış yerlerin kadastrosu ve 3302 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
    Taşınmazın bulunduğu.... Köyde 1 ilâ 135 sayılı parsellerin kadastro çalışmaları 1963 yılında yapılıp, sonuçları 23.11.1963 ilâ 23.12.1963 tarihleri arasında ilan edilmiş, ikinci arazi çalışması 1976 ilâ 1980 yıllarında yapılıp, sonuçları 17.06.1980 tarihinde ilân edilmiş, dava konusu taşınmaz 1966 yılında yapılan çalışmada tapulama dışı bırakılmıştır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın 3116 sayılı Yasaya göre yapılan tahdit dışında kalmasına rağmen, eski tarihli memleket haritası ve amenajman planlarında yeşil renkli bozuk baltalık makilik alanda kaldığından evveliyatının orman olduğundan zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, hâkimin genel hukuk bilgisi ile çözemeyeceği kabul edilerek bilirkişi incelemesine başvurulmuş olup, orman mühendisi bilirkişi.... tarafından taşınmazın %3 eğimli, toprak muhafaza karakteri taşımayan, 1962 tarihli memleket haritasında taşlık ve çalılık, 1995 tarihli memleket haritasında azık alanda kaldığı, amenajman planında bozuk baltalık makilik alanda bulunduğu, hava fotoğraflarında açık tarım alanı olarak göründüğü ve orman sayılmayan yerlerden olduğu rapor edilmiştir. Gerek 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası gerekse, bu yasan yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasında keşif ve bilirkişi delili, takdirî delil olarak düzenlenmiş olup, genel hukuk bilgisi ile çözülemeyecek teknik konularda başvurabilecektir. Takdirî delil olmasının sonucu olarak hâkim, sunulan bilirkişi raporları ile bağlı olmayıp, bu raporları iddia ve savunma doğrultusunda serbestçe takdir ederek karar verecektir. Şayet hâkim, bilirkişi raporlarının aksine karar verecek ise de, aksinin de bilimsel yollarla ispatlanması gerekir. Bu da, tarafların istemi halinde, bilirkişilerden ek raporlar almak ya da yeniden keşif yaparak önceki bilirkişilerin dışında oluşturulacak başka bilirkişi heyetinden rapor almakla mümkündür. Bu nedenle, dosyada taşınmazın orman sayılamayan yerlerden olduğu yönündeki bilirkişi raporlarının aksi bilimsel yönlerle ispatlanmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
    Bu nedenle, orman tahdit tutanak ve harıtaları, varsa aplikasyon ve 2/B haritaları ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tutanaklarının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, yeniden yapılacak keşifte bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita ve kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu tapu siciline tescili istenen taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yerler belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü imar, ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu
    taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu ve gerçek yüzölçmünü gösterir rapor alınmalı, eğimi %12’den fazla olan fundalık ve makilik yerlerin 6831 sayılı Yasanın 1/j maddesi ve 15.07.2004 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/p maddesi gereğince toprak ve orman muhafaza karakteri taşıyacağından orman sayılacağı ve zilyetlikle kazanılamayacağı, bu düzenlemenin karşı kavramından eğimi %12"den daha az bulunan fundalık ve makilik alanların toprak muhafaza karakteri taşımadığından orman sayılmayacağı ve zilyetlikle kazanılabileceği gözönünde bulundurularak çekişmeli parselin öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, somut olayın özelliği göz önünde bulundurularak ayrıca; taşınmazın eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı, keşif sırasında taşınmazın çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, taşınmazın öncesinin üzerindeki ağaçların yaşları, cinsleri, dağılımları, zeytin ağaçlarının dikme olup olmadıkları, aşılı iseler aşı yaşları belirlenmeli, taşınmazın öncesinin düşük eğimli çalılık ve makilik alan olduğu belirlendiği takdirde zilyetlikle kazanılabilecekleri düşünülmeli; bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin dosya kapsamı ile bağdaşmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 25/01/2013 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi