MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1959 yılında ilân edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosu sırasında.. Köyü, 185 ve 186 parsel sayılı sırasıyla 9130,00 m² ve 1600,00 m² yüzölçümündeki (yenileme kadastrosu ile sırasıyla 9059,37 m² ve 1580,30 m² yüzölçümleriyle 110 ada 16 ve 17 parsel sayılarını almışlardır) taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı gerçek kişilerin murisi... adına tarla niteliğiyle tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi vekili 17.08.2010 tarihli dilekçesiyle dava konusu... Köyü, 110 ada 16 ve 17 parsel taşınmazların kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldıkları iddiasıyla, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve Hazine adına tescili, davalıların el atmalarının önlenmesi ve beyanlar hanesindeki üçüncü kişi ve kurumlar lehine konulan tüm şerhlerin silinmesi istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu... Köyü, 110 ada 16 ve 17 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi vekili tarafından beyanlar hanesindeki şerh ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve tescil, el atmanın önlenmesi ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede dava tarihinden önce 1947 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1959 yılında genel arazi kadastrosu, 21.11.1991 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; “19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile getirilen 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesi uyarınca davalılar aleyhine yargılama gideri ve harç hükmedilemeyeceği” belirlemesi yerinde olmakla birlikte, karar ve ilâm harcının davası kabul edilen davacı ... Yönetimine yükletilmesi ve Orman Yönetiminin davası kabul edildiği halde, taşınmaz üzerinde üçüncü kişiler lehine konulan şerhlerin silinmesine karar verilmemesi doğru değil ise de, belirtilen bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple, hüküm fıkrasının dördüncü paragrafı hükümden çıkartılarak, yerine “6099 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan ve davası kabul edildiği için davacı ... Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına,” cümlesinin yazılması, yine hükmün birinci paragrafının sonuna “Tapu kayıtlarının beyanlar hanesindeki 3. şahıslar lehine konulan şerhlerin silinmesine” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi atfıyla H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA 28/01/2013 günü oy birliği ile karar verildi.