Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17625
Karar No: 2016/983
Karar Tarihi: 28.01.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/17625 Esas 2016/983 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı kurum, müvekkili hakkında kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle tutanak düzenlemiş ve takip başlatmış. Ancak yapılan yargılamada müvekkilin suçsuz olduğu ortaya çıkmış ve beraat etmiştir. Davacı, 28.927,27 TL borç nedeniyle müvekkilinin borçsuz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne ve davacının 12.437,37 TL borçlu olduğunun, diğer borçlar için borçlu olmadığının tespitine karar vermiştir. Ancak ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlamadığı ve kaçak elektrik kullanımının sabit olduğu belirtilerek karar temyiz edilmiştir. Yargıtay, ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlamadığını ancak fiilin sabit olduğunu ve kaçak elektrik bedelinin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine göre hesaplanması gerektiğini vurgulamıştır. Dosya yeniden bilirkişiye verilerek kaçak elektrik bedelinin belirlenmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 53. ve yeni Türk Borçlar Kanunu'nun 74. maddeleri. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 29.12.2005 tarihli 622 sayılı kararı.
3. Hukuk Dairesi         2015/17625 E.  ,  2016/983 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; davalı kurum tarafından müvekkili hakkında kaçak elektrik kullandığından bahisle tutanak düzenlenerek hakkında ... Müdürlüğünün 2010/9374 nolu dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin cahil olduğundan başlatılan takibe itiraz edemediğini, takibe konu kaçak tespit tutanağı nedeni ile müvekkili hakkında kamu davası açılmış olup, ...Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/775 nolu dosyası ile yapılan yargılamada beraatine karar verildiğini, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığının tespit edildiğini, davalıya şifahen başvurulmuş olmasına rağmen sonuç alınamadığını, müvekkilinin sulama kuyusu olmadığı gibi kuruma hiçbir borcu bulunmadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 19/07/2010 tarih 66608 seri nolu kaçak usulsüz tespit tutanağı ile tahakkuk ettirilen 28.927,27 TL borç nedeni ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevabında; davanın reddini talep etmiştir .
    Mahkemece, "...davanın kısmen kabulü ile davacının 19/07/2010 tarih 66608 seri nolu kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı nedeni ile davalıya 12.437,37 TL borçlu olduğunun, bakiye kısım için borçlu olmadığının tespitine..." karar verilmiş ; sözkonusu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    1-) Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi hükmünde, "Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez." denilmektedir. Aynı düzenleme yeni Türk Borçlar Kanununun 74.maddesi hükmünde de “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde öncekine kanuna paralel şekilde düzenlenmiştir.
    Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Öğreti ve uygulamada hukuk hakiminin, maddi olaylara ve özellikle fiilin hukuka aykırılığına ilişkin olarak ceza hakimi tarafından yapılan tespitlerle bağlıdır. Hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlılığının ölçüsü; beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak, delilleriyle tespit edilip edilmediğidir. Ceza mahkemesinin, kusurun ve zarar miktarının takdiri hususundaki kararı, yani, fiilin işlendiği sabit olduğu halde, kusurluluğa ya da kusursuzluğa ilişkin saptaması, hukuk hakimini bağlamaz. Hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kusura ilişkin değerlendirmesiyle ve buna etkili tespit edilen olgularla bağlı kalmaksızın, taraflarca ileri sürülen delilleri toplayıp, tümünü birlikte değerlendirerek bir sonuca varmalıdır. Başka bir deyişle maddi olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.
    Somut olaya gelince, davacı aleyhine ...Asliye Ceza Mahkemesinin 19.07.2010 tarih 2010/775 Esas, 2012/71 Karar nolu dosyasında sanık olarak yargılanan davacı ... "un delil yetersizliğinden beraat ettiği, görülmüştür. Yukarıda açıklanan hukuki olgular dikkate alındığında ceza mahkemesince verilen beraat hükmünün görülmekte olan davada mahkemeyi bağladığından ve ceza mahkemesinin beraat kararının görülmekte olan dava yönünden de kesin hüküm oluşturacağından söz edilemez
    Öte yandan, dosya içerisinde bulunan 19.07.2010 tarihli kaçak elektrik tutanağında, davacı tarafın abonesiz elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Kaçak tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Davacı taraf, tutanağın aksini ispat edememiştir. Tutanak içeriği ile kaçak elektrik kullanıldığı kesin bir biçimde saptandığından, davacının kaçak elektrik kullanmadığı yönündeki beyanına itibar edilemez.
    2-)Sulama sezonuna göre tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararda, kullanım yerine ait bağlantı anlaşmasının ve perakende satış sözleşmesinin veya her ikisinin de yapılmadığı yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanma süresi; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu sürenin 12 ayı geçemeyeceği, doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu sürenin 90 gün alınacağı; müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değerin bağlantı gücü olarak kabul edileceği ve ortalama aylık çalışma saatine göre hesaplanacağı; ortalama aylık çalışma saatlerinin tarımsal sulama abonelerinde 400 saat olarak alınacağı ve müşteri olmayanlara çalışma saatlerinin %20 oranında artırılarak uygulanacağı açıklanmıştır.
    Somut olaya gelince; davacının abone olmaksızın tarımsal sulama amacıyla kaçak elektrik kullandığı 19.07.2010 tarihli kaçak tespit tutanağı içeriğiyle sabittir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda, 622 sayılı Kararı uyarınca 90 üzerinden kaçak elektrik bedelinin tespiti gerekirken davacı beyanları doğrultusunda 60 gün üzerinden kaçak hesaplaması yapılmış; 60 gün üzerinden kaçak bedelinin hesaplanmasına ilişkin sözkonusu rapor hükme esas alınmıştır.
    Tutanak tarihinde davalının tarımsal sulama amaçlı kaçak elektrik kullandığı sabit olduğundan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre kaçak elektrik bedeli hesabı yapılması gerektiği, kuşkusuzdur. Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemez.
    Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle dosya yeniden alanında uzman üçlü bilirkişi kuruluna verilerek davalı kurumun davacıdan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayınlanan usül ve esaslarda açıklanan yönteme göre ve yeniden hesaplanması için rapor alınması, davacının sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedelinin duraksamasız belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi