Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3565
Karar No: 2016/1171
Karar Tarihi: 08.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/3565 Esas 2016/1171 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, davalı şirketle yaptığı sözleşme gereği ödediği parayı geri talep ederek davalıya karşı dava açmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve ödenen miktarın güncel değerinin hesaplanarak davalıdan müteselsilen tahsiline karar vermiştir. Ancak Yargıtay, geçersiz sözleşmelerden kaynaklı uyuşmazlıkların tasfiyesinde denkleştirici adalet ilkesinin gözardı edilmemesi gerektiği ve hesaplamanın sadece belirli ekonomik faktörlere dayanarak değil, uzman bir bilirkişi raporu alınarak yapılması gerektiği sonucuna varmıştır. Bu nedenle, mahkemenin hükmü usul ve yasaya uygun olmadığından bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 706, Türk Borçlar Kanunu (TBK) madde 237, Tapu Kanunu madde 26, Noterlik Kanunu madde 60, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HUMK) madde 428.
3. Hukuk Dairesi         2015/3565 E.  ,  2016/1171 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar .... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacı ile davalı şirket arasında 18/07/2004 tarihli sözleşmenin yapıldığını, 12.000.00.- TL"ye arsa nitelikli taşınmazın davacıya satıldığını, davacının edimini yerine getirdiğini, devrin yapılmadığını, arsanın başkasına satıldığını; ödenen bedelin, denkleştirici adalet kuralına göre uyarlanması gerektiğini ileri sürerek; 15.000.00.- TL"nin yasal faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş,fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur .
    Davalı şirket vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir .
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne; 15.000.00.- TL"nin dava tarihinden yasal faizi ile davalı şirket ve davalı ..."tan müteselsilen alınmasına, davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı şirket ve davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir .
    Davacı ve davalı şirket arasında yapılan tapuya kayıtlı taşınmazın satışına ilişkin 18/07/2004 tarihli yazılı sözleşme, resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (TMK. md 706, TBK. md 237, Tapu Kanunu md 26 ve Noterlik Kanunu md 60). O nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda, taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler.
    Hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın haksız iktisap kurallarına göre, çözümlenip tasfiye edilebilmesi için, öncelikle haksız iktisabın kapsamını tespitteki ilke ve esasların açıklanmasında yarar görülmüştür.
    Geçerli bir sebebe dayanmaksızın, bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin, elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.
    Bilindiği gibi, ülkemizde yaşanan enflasyon uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyretmiş ve paramızın değeri (alım gücü) de bununla ters orantılı olarak devamlı düşmüştür. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir.
    Bugüne kadar uygulanan kurallara göre; geçersiz sözleşme gereğince alıcının akit tarihinde verdiği paranın aynı miktarda iadesine karar verilmesi, gerçek hayatta büyük sarsıntılara, tutarsızlıklara, adalete karşı var olması gereken güvenin sarsılmasına neden olmuş, kamu vicdanında haklı eleştiri konusu yapılmıştır. Hukuk kuralları, gerçek hayata uygun olduğu, toplumun adalet ihtiyacına cevap verebildiği sürece hayatiyetini devam ettirip saygınlık sağlar ve hukuk kuralı olma özelliğini korur. O nedenle, hukuk kuralları, görevli organlarca değiştirilinceye bu konuda yeni düzenlemeler yapılıncaya kadar zedelenmeden gerçek hayata uygun olarak yorumlanıp uygulanmalıdırlar. Bu görevin ise yargıya ait olduğunda duraksamaya yer yoktur.
    Hukuken geçersiz sözleşmeler, haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken, derkleştirici adalet kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusunda haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır. Ancak, burada denkleştirme yapılırken, bir konuya daha dikkat edilmelidir. İade alacaklısının geçersiz sözleşmenin ifa edilmeyeceğini öğrendiği tarihin iade kapsamını tespitte önemli olduğu unutulmamalıdır. Zira, geçersiz sözleşmenin artık ifa edilmeyeceğini bile bile haksız zenginleşmenin iadesini istemeyen alacaklı, zararının artmasına kendisi sebep olacağından, bu artan zararını iade borçlusundan isteyememelidir.
    Somut olayda; davaya konu taşınmaz 06/03/2008 tarihinde 3.kişiye satılmış, diğer anlatım ile edimin ifası bu tarihte imkansız hale gelmiştir. Davacının alacağının da bu tarihe göre belirlenmesi gerekir. Ödenen miktar, ödendiği tarihten edimin ifasının imkansız hale geldiği tarihteki değerine ulaştırılmalıdır. Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda davacının davalı şirkette pay sahibi olan davalı ... ile davalı ... hesabına yaptığı değişik tarihli ödemelerin 30/06/2005 ve 30/06/2006 tarihlerinde ödendiği kabul edilmiş, bu ödemelerin dava tarihi olan 25/07/2011 tarihindeki TEFE, altın, USD, asgari ücret artışına göre güncel değeri belirlenmiş, anılan rapor mahkemece hükme dayanak alınmıştır.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; denkleştirici adalet ilkesine göre tazminat hesabı yapılırken sadece; anılan dört değer esas alınmıştır. Raporda dikkate alınan etkenler, denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapılması için yeterli olmayıp, rapor, hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece, denkleştirici adalet ilkesi gereğince geçersiz taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen paranın çeşitli ekonomik etkenler nedeni ile azalan alım gücünün; enflasyon, tüketici ve üretici fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar ve faiz oranındaki artışların ortalamaları alınarak, ödendiği tarihten, ifanın imkansızlaştığı tarihe kadar ulaşacağı alım gücünün değerinin ne olabileceği konusunda uzman bilirkişiden yerleşik Yargıtay İçtihatlarına uygun ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle hesaplatılması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme, yanılgılı değerlendirme sonucu yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu konu bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi