20. Hukuk Dairesi 2012/10411 E. , 2013/583 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları ile davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, müvekkilerine ait... Köyü 722 parsel sayılı 9480 m2 yüzölçümündeki taşınmazın orman olmadığı halde, 2006 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırı içine alındığını bildirerek sınırlamanın iptalini istemiştir. Mahkemece 2/B uygulaması yapılmadığından ... (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, 722 sayılı parselin orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm ... (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle dairece bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23.03.2011 tarih 2010/16805-2011/3101 sayılı bozma ilamında; “Çekişmeli taşınmazda 2/B uygulaması yapılmadığından, ... (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) aleyhine açılan davada husumetten ret kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, Çevre ve Orman Bakanlığının (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Mahkemece, 29.07.2008 günü yapılan keşif sonunda hazırlanan uzman bilirkişi kurulu raporunda, çekişmeli taşınmazın (A1), (A2) ve (A3) harfleri ile işaretli bölümlerinin 1959 tarihli memleket haritası ve bunun yapımında esas alınan 1954 tarihli hava fotoğraflarına göre, orman sayılan yerlerden olduğu, itiraz üzerine yeniden yapılan 22.03.2010 günlü keşif sonunda da farklı uzman bilirkişi kurulu tarafından taşınmazın tamamının orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmış, mahkemece 2. bilirkişi kurulu raporuna üstünlük tanınarak hüküm kurulmuşsa da, 2. rapora eklenen memleket haritası ve hava fotoğraflarının incelenmesinde taşınmazın koyu renkle işaretli bölümde yeraldığı, mahkemece raporlar tartışılmadan ve çelişki üzerinde durulmadan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece; eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın
konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra, Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine, ... İli, ... İlçesi,... Köyünde kain 7 ada 722 numaralı taşınmazın ekli krokide (A1) harfi ile işaretli 3778,50 m², (A2) ile işaretli 101,53 m², (A3) harfi ile işaretli 169,71 m², (B3) harfi ile işaretli 2119,68 m²,lik kısmının orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığından bu taşınmazlar yönünden açılan davanın reddine, (B1) harfi ile işaretli 1636,07 m², (B2) harfi ile işaretli 1674,51 m²lik kısmının orman ve orman toprağı sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığından bu kısımlar yönünden açılan davanın kabulü ile orman kadastro tespitinin ve orman tahdit haritasının iptali ile bu kısmın orman ve orman kadastro haritasının dışına çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6 aylık süre içinde açılan orman sınırlamasına itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunudğu yerde 10.08.2006 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu ile 1975 yılında kesinleşen arazi kadastrosu bulunmaktadır.
1) Davalı ... Yönetiminin temyiz itirazları yönünden; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ilişkin yukarıda 1 numaralı maddede açıklanan gerekçeler ve mahkemece bozma sonrası yapılan 26/03/2012 tarihli keşif sonrası hazırlanan uzman bilirkişi kurulu raporunda dava konusu (B1) ve (B2) harfli bölümleri orman sayılmayan yerlerden olduğu tesbit edildiğine göre Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; hükmüne uyulan, Dairemizin 23/03/2011 tarih 2010/16805 E. – 2011/3101 K. sayılı bozma ilâmında, 29/07/2008 tarihli keşif sonrası hazırlanan uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın kısmen orman sayılan kısmen orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlendiği, 22/03/2010 tarihli keşif sonrası ilk keşiftekilerden farklı uzman bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporda ise taşınmazın tamamının orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmesi karşısında mahkemece 2. bilirkişi kurulu raporuna üstünlük tanınarak hüküm kurulmuşsa da mahkemece raporlar tartışılmadan ve çelişki üzerinde durulmadan hüküm kurulduğu bu nedenle, farklı bilirkişilerle yeniden mahallinde keşif yapılması ve taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan 26/03/2012 tarihli keşif sonrası hazırlanan uzman bilirkişi kurulu raporunda, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın tamamının orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği ve komşu 721 parselin de orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek orman tahdit hattı dışına çıkarılmasına karar verildiği ve hükmün dairemizin 27/12/2010 tarih 2010/13025-16652 sayılı ilâmıyla onandığı da gözetilerek davanın (A1), (A2), (A3) ve (B3) bölümleri yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle bu bölümlere yönelik davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE;
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 31/01/2013 günü oy birliği ile karar verildi.