Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2499
Karar No: 2016/1225
Karar Tarihi: 08.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/2499 Esas 2016/1225 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı tarafından yapılan nafaka itirazının iptaline karar verilen davada, davacı tarafın takibe konu alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebi reddedilmiştir. İcra İflas Kanunu'nun 72/7. maddesi gereği ödeme tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde ödenen nafaka miktarının istirdatı talep edilebilir. Mahkeme kararında, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu belirtilmiştir. İcra inkar tazminatına hükmedebilmek için takibe konu alacağın likit olması gerekmekte ve borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin edebilir durumda olması gerekmektedir. Somut olayda dava konusu alacak likit değildir. Kanun maddeleri: İcra İflas Kanunu'nun 72/7. maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2015/2499 E.  ,  2016/1225 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dava dilekçesi ile; ....Aile Mahkemesi"nin 2009/455 Esas- 2010/198 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine 21.07.2009 tarihinden itibaren 300 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, davalının ....İcra Müdürlüğünün 2010/6685 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yaptığını,davalının talebi üzerine 30.04.2013 tarihinde dosyanın işlemden kaldırıldığını, ....Aile Mahkemesi"nin 26.04.2013 tarih 2009/455 Esas 2010/198 Karar sayılı ek kararı ile verilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devam etmesine, karar kesinleştiğinde kaldırılmasına karar verildiğini, 28.05.2010- 25.03.2013 tarihlerine ilişkin nafakayı icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığını, yapmış olduğu haksız ödemelerin tahsili amacıyla davalı aleyhine ....İcra Müdürlüğünün 2013/6418 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, icra takibinin durduğunu, kötü niyetle yapılan itirazın iptali ile takibin devamına %20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davalı tarafından .... İcra Müdürlüğünün 2013/6418 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline,takibin 11.002,68 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihi olan 02/08/2013 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek talepnamedeki diğer koşullarla devamına, hesap olunan %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı taraf davalı lehine hükmedilen tedbir nafakasının 28.05.2010 tarihi itibariyle sona ermesine rağmen rağmen, haksız olarak davalı tarafından icra yoluyla tahsil edildiğini ileri sürülerek; (boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren) ödenen nafakanın istirdatı için başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptalini talep etmektedir.
    İcra İflas Kanunu"nun 72/7.maddesinde “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; 28.05.2010 tarihinden 25.03.2013 tarihine kadar geçen sürede ödenen nafaka miktarı hesaplanmış, mahkemece de bu rapora dayanılarak hüküm kurulmuştur. Oysa yukarıda açıklandığı gibi, davacı; İİK’nun 72/7.maddesine göre ödediği parayı, ödeme tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde dava edebilir.
    Maddede öngörülen bu süre hak düşürücü süre olup, re"sen mahkemece dikkate alınması gerekir. Davacı, nafakanın ödeme biçimine göre icra takip tarihinden (02.08.2013) geriye doğru bir yıllık süre içerisinde ödediği nafaka miktarının istirdadını talep edebilir. Bu husus gözetilmeden, boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren ödenen nafakaların istirdadı cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.
    Ayrıca,
    İcra inkar tazminatının kanuna konuluş amacı borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bu miktarı tayin edebilecek durumda olan borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine borcunu inkar etmesini önlemektedir.
    İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun kendi başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez.
    Somut olayda; dava konusu alacağın varlığı ve miktarı yargılama sonucu toplanan deliller ve bilirkişi raporu alınarak yapılan hesaplamalar sonucu saptanabilecek nitelikte olup, dava konusu alacak likit değildir.
    Hal böyle olunca, mahkemece; takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece yasal koşulları bulunmadığı halde, icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi