Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13050
Karar No: 2019/4188

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/13050 Esas 2019/4188 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/13050 E.  ,  2019/4188 K.

    "İçtihat Metni"

    .......
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ..., ......verdiği 08.06.2007 havale tarihli dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı bulunan tahminen 15.000 m2 yüzölçümündeki tapusuz taşınmazın davalı köyün şikayeti üzerine...... tarafından köy orta malı olduğu gerekçesiyle aleyhine men kararı verildiğini, dava konusu taşınmazın 40 yılı aşkın zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek davalı köy tüzel kişiliğinin dava konusu taşınmaza müdahalesinin men’ine ve taşınmazın tarafına teslimine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacının dava konusu taşınmaza malik olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09/02/2010 gün ve 2010/5637-590 sayılı kararıyla onanmış, davacının karar düzeltme isteminde bulunması üzerine bu kez; ‘‘...dava dosyası içine konulan..... mahkemeye hitaben yazdığı 18.11.2009 tarih ve 844 sayılı yazıya göre, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının tamamlanarak taşınmazla ilgili 115 ada 27 ve 95 sayılı parseller olarak kadastro tutanaklarının tanzim edildiği ve eldeki dava ile davalı olduğu gerekçesiyle sözü edilen kadastro tutanak ve eklerinin 18.11.2009 tarih ve 841 sayılı yazıyla....... Mahkemesine gönderildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 27/1. maddesi hükmüne göre "mahalli hukuk mahkemelerinde görülen kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine kendiliğinden devrolunur". Aynı Kanunun 26/son maddesi hükmüne göre de, "Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar"..
    Açıklanan kanun hükümleri uyarınca; uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli kadastro mahkemesine gönderilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve hüküm kurulmasının isabetsiz olduğuna’’ değinilerek karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin 09.02.2010 gün, 5637-590 Esas ve Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün görev yönünden bozulmasına karar verilmiş.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine gönderilmiş, davacı gerçek kişinin kadastro mahkemesinde aynı parsellere yönelik açtığı dava eldeki dava ile birleştirilerek yapılan yargılama devam ederken..... Mahkemesinin yetkisinin kaldırılması ile dosya.....
    .....
    Mahkemesine gönderilmiş, ...... de kapatılması üzerine dosya ..... Mahkemesine devredilmiş, mahkemece davanın ve bu dava ile birleşen 2010/4 Esas, 2011/12 Karar sayılı dosyadaki davanın ayrı ayrı reddi ile, ...... ada 27 sayılı parsel olarak sınırlandırılan ve yüzölçümü 4770,50 m2 olan kısmın hak sahibi olduğu anlaşılan .... oğlu ... adına tespit ve tesciline, 115 ada 95 sayılı parselin taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 8561,79 m2"lik alan ile birlikte mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından 115 ada 95 sayılı parsele yönelik, davalı Hazine vekili tarafından 115 ada 27 sayılı parsele yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine 20. Hukuk Dairesinin 08.05.2014 tarihli 2014/393 E. 2014/5242 K. sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında, özetle; ‘‘...Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazlardan 115 ada 95 sayılı parsel 358433,09 m2 olduğu halde, mahkemece, kararda 8561,79 m2"lik kısmının mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydına karar verilmiş, gerisi hakkında sicil oluşturulmamıştır. Kadastro hakimi 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince parselin tümü hakkında sicil oluşturmakla görevlidir. Çekişmeli 115 ada 27 ve 95 sayılı parseller, ziraat bilirkişi raporuna göre, ekonomik olarak kültür bitkileri yetiştiriciliğine uygun olmayan,makineli toprak işlemeye elverişsiz küçük bir kısmı hariç evveliyatında toprak işlemesi yapılmadığı, tarım arazisi vasfı taşımadığı, ancak otlak olarak değerlendirilebileceği, genel olarak zayıf karakterli mera vasfı taşıdıkları bildirildiği halde 115 ada 27 sayılı parsel hakkında zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı, davacı gerçek kişi yararına imar ihya ve zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı tartışılmamış, 2007 yılında davacı aleyhine meraya tecavüz nedeniyle verilen idarî men kararı ve krokisi zeminde yöntemince uygulanmamış, men kararına konu olan yer ile dava konusu yerlerin aynı yer olup olmadığı tam olarak saptanıp fen bilirkişi krokisinde gösterilmemiş; ayrıca, dava konusu taşınmazlar asliye hukuk mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek kadastro tutanakları malik hanesi açık olarak kadastro mahkemesine aktarılmıştır.  Bu nedenle; 3402 sayılı Kanunun 30/2. madde hükmüne göre kadastro mahkemesince re’sen yapılacak araştırma ile taşınmazların niteliği ve maliklerinin belirlemesi zorunlu olduğu halde çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığının tesbiti için tahdit haritası, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına dayalı olarak usûlüne uygun orman araştırması yapılmamış, yapılan mera araştırması da taşınmazların mera niteliğinde olup olmadıklarını belirleme noktasında yetersizdir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.’’ denildikten sonra ‘‘dava konusu yere ilişkin varsa orman kadastro belge ve haritalarının getirtilerek dava konusu yerin orman kadastro haritasına göre konumunu gösteren kroki düzenlenmesi, orman kadastrodsu yapılmamışsa yöreye ait en eski ve tespit tarihinden 20 yıl öncesine ait memleket haritası ve dayanağı hava fotoğrafları ve topoğtafik haritalardan yararlanılarak bilirkişi aracılığıyla taşınmazın bu belgelerede öncesinin ne iekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi, 2007 yılında verilen men kararı krokisinin zeminde uygulanıp kapsamının belirlenmesi, araitıam sonucunda taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olduğunun saptanması haklinde davanın reddine ve taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesi, taşnımazlarla ilgili mera iddiası bulunduğundan mera tahsisi yapılıp yapılmadığı veya taşınmazların bilinmeyen bir zamandan bu yana mera amaçlı kullanılıp kullanılmadığı konusunda tahsis kararı ve mera tahsis haritalarının uygulanması ve tespit bilirkişileri ve tanıkların dinlenmesi, toprak yapısı ve bitki örtüsüne ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle araştırma yapılması, taşnımazların orman veya mera niteliğinde olmadığınınve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun saptanması durumunda zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının araştırılaması delillerin tamamı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi ve taşınmazların tamamı hakkında sicil oluşturulması’’ gereğine değinilmiştir.
    ........
    Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda; esas dava ile birleşen 2010/4 E. 2011/12 K. sayılı davaların reddine..... köyü 115 ada 27 sayılı parsel numaralı taşınmazın 4770,50 m2 olan kısmının davacı ... adına tesciline, 115 ada 95 sayılı parselin taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 8561,79 m2"lik alan ile birlikte mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş hüküm, davacı ... tarafından 115 ada 95 parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, temyize konu 115 ada 95 parsel sayılı taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı ve köy orta malı mera niteliğinde olduğu belirlenerek hüküm kurulduğuna göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/06/2019 günü oy birliği ile karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi