Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2083
Karar No: 2020/2727
Karar Tarihi: 04.06.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/2083 Esas 2020/2727 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/2083 E.  ,  2020/2727 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz, davacı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili, davacı ..."nin hal işgaliyesi kullanımı, su ve atık su alacağı nedeniyle yapılan ilamsız icra takibine davalının yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu, takibin dayanağı olan Payallar Beldesi"nde bulunan haldeki dükkânların davalı firma tarafından kullanılması ile ilgili kesinleşmiş 4740 sıra nolu 16.02.2012 tarihli ödeme emrinin iptali ile ilgili davalı şirket tarafından dava açılmadığından ödeme emrinin kesinleştiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
    Davalı, dava açılmadan önce davacı ... ile anlaşarak ekli makbuzlarla toplam 86.695,24 TL olmak üzere, takibe konu alacaktan fazla ödeme yaptığını, davacı belediyenin dava açmasında hukuki yararının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; somut olayda Belediyenin alacağını 6183 sayılı kanun kapsamında daha basit ve daha masrafsız şekilde tahsil edebilme imkanı varken Adli Yargı mercilerinde takip ve dava açarak istemde bulunmasının hukuken himaye görmeyeceği, alacağın esasen idari niteliğini de ortadan kaldırmayacağı için Adli Yargının uyuşmazlığın çözümünde görevli olmadığı, gerekçesi ile davanın HMK"nın 114/1-b maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemiz 11.05.2016 T. ve 2015/11586 E. - 2016/7466 K. sayılı ilamı ile; davacının başlattığı takibin 6183 sayılı kanuna dayalı takip olmayıp ilamsız icra takibi olduğu bu nedenle işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece; davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin ve davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dava, Belediye tarafından davalı hakkında hal işgaliye ücreti ile taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklanan su ve atıksu bedelleri için düzenlenen ödeme emrinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davacı vekilinin vekalet ücreti yönünden temyiz itirazlarına gelince;
    Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş ise, haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekâlet ücretine de mahkûm edilir. (HMK 323 1/ğ).
    Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi uyarınca; konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında olmamak kaydıyla nispi olarak belirlenir. Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. Davanın tamamen veya kısmen kazanılması ya da reddedilmesi halinde ise, nispi vekalet ücreti kabul ya da reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır.
    Somut uyuşmazlıkta; dava değerinin 86.695,24 TL olduğu ve bilirkişi raporunda dava konusu bedeller ödendiğinden davalının davacıya borcu kalmadığı hususunun tespit edilmekle birlikte, davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği hususu da sabit olmakla konusu para olan dava yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine nısbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, maktu vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru olmamıştır.
    3- İcra inkar tazminatı yönünden;
    İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
    Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. Başka bir ifade ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifade ile borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
    Somut uyuşmazlıkta; mahkemece, takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirmediğinden, bir başka ifadeyle alacak, dava tarihi itibariyle likit ve muayyen olduğundan, davacının icra inkar tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tazminat talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438/7 hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin, davalı tarafın tazminat talebinin reddine,” ifadesinin çıkartılarak yerine “davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacak üzerinde %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine” ve 6. bendinde yer alan “Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. gereğince 2.180 TL maktu avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya davacıya verilmesine,” ifadesinin çıkartılarak yerine “6-Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. gereğince 9.685,62TL nısbi avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi