Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18055
Karar No: 2016/1616
Karar Tarihi: 11.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/18055 Esas 2016/1616 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/18055 E.  ,  2016/1616 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, kesinleştirilmesi akabinde kesinleşmenin kaldırılarak süresi içinde hükmün davalı ... tarafından; kesinleşmenin kaldırılmasına ilişkin ek kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; vasiyetçi muris ..."in .... Noterliğinin 26/07/2004 tarih, 14967 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile vasiyetname tanzim ettiğini, murisin 14/10/2012 tarihinde öldüğünü, .... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından vasiyetnamenin açılmasına karar verildiğini, mirasçılardan ..."in muris ..."den kendisine intikal edecek miras hak ve paylarını diğer mirasçı ..."e temlik ettiğini, bu işlemin .... Noterliği"nin 08/10/2004 tarih, 22491 yevmiye numaralı işlemiyle gerçekleştiğini belirterek, belirtilen vasiyetname ve mirastan feragat beyanı uyarınca tapuya tescil işlemi yapılmasını, vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
    Davalılar kendilerine yapılan tebligata rağmen açılan davaya cevap vermemişler, duruşmalara katılmadıkları gerekçesiyle gıyaplarında yargılamaya devam edilmiş; mahkemece; yapılan yargılama neticesinde; "...Davanın KABULÜ ile, tarafların murisi ..."in .... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2012/1515 Esas, 2013/718 Karar sayılı ilamıyla açılan vasiyetnamesinin tenfizine... " karar verilmiş; 28/04/2014 tarihinde verilen karar mahkemece kesinleştirilmiştir .
    Davalı ... vekilinin, tebligat usulsüzlüğü ve ölü ..."e yapılan tebligatın usulsüzlüğüne rağmen hükmün ... ve ... yönünden de kesinleştirilmesi gerekçesiyle mahkemeye başvurusu üzerine; mahkemenin 21.05.2012 tarih, 2013/342 sayılı ek kararıyla "... kesinleşme şerhinin davalı ... ve ölü ... yönünden kaldırılmasına, söz konusu gerekçeli kararın davalı ... vekiline tebliğ edildiği ve süresi içerisinde temyiz edilmediğinden davalı ... yönünden gerekçeli kararın kesinleşmiş sayılmasına; Gerekçeli kararın söz konusu ölü ..."in nüfus kaydının UYAP sisteminden alınarak murisleri adına gerekçeli kararın tebliği ile davalı ... vekiline tebliğine, ..." karar verilmiş; hükmün kesinleşmesinin kaldırılmasına dair ek karar davacılar vekilince; davanın kabulüyle vasiyetnamenin tenfizi yönündeki hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacılar vekilinin ek kararın temyizine yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    Davalı ... yönünden hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    1-)Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle; “tebligat”, “taraf teşkili”, “adil yargılanma” ve “hukuki dinlenilme hakkı” kavramları üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır:
    Yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulüne uygun şekilde yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.
    Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden usulünce haberdar edilmesi ve böylece taraf teşkilinin sağlanması ile mümkündür. Bu yolla kişi, hangi yargı merciinde duruşması bulunduğuna, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğuna, yargılamanın safahatına, duruşmanın hangi tarihte yapılacağına, verilen kararın ne olduğuna, Tebligat Kanunu"nda açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile vakıf olabilecektir.
    6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde "Hukuki dinlenilme hakkı" düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (YHGK."nun 2009/52 Esas, 2009/105 Karar sayılı kararı)
    Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun amir hükmü gereğidir.
    Görüldüğü üzere, taraf teşkili sadece davanın açılması aşamasında değil, yargılamanın diğer aşamalarında da önem taşımaktadır. (...23.11.2011 gün ve 11-554 Esas-684 Karar)
    Tebligat Kanunu"nun 21.maddesine göre, kendisine tebliğ yapılacak kimse gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden çekinirse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar kurulu üyelerinden birine ve yahut zabıta amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder ve alanın adresini kapsayan ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber tebliğ olunacak kimseye keyfiyetin haber verilmesini mümkün oldukça en yakın komşularından birine bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen şekil geçerlilik koşuludur.
    Bu ilkeler ışığında, somut olaya gelecek olursak, davalı ... adına gönderilen dava dilekçesi ve gerekçeli kararın menfaat çatışması bulunan davacı ..."e yapıldığı; duruşma davetiyesinin, Tebligat Kanunu madde 21"e göre yapıldığı, ancak tebligat evrakında, tebliğ anında davalının dışarda olduğunu beyan eden komşu adının ve imzasının tebliğ mazbatasında yer almadığı görülmüştür.
    Buna göre; mahkemece, davalı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre, usulüne uygun tebliğ yapılmadan, taraf teşkili sağlanmadan, varsa tarafların göstereceği deliller toplanmadan, davalının yokluğunda aleyhine hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) 6100 sayılı HMK"nın 55.maddesi uyarınca "taraflardan birinin ölümü halinde mirasçılar mirası kabul veya reddetmemiş ise, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir". Bu hüküm mirasçıların mal varlığını etkileyen davalarda dikkate alınmalıdır. Zira mirasçılara intikal etmeyen, tarafın ölümü ile konusuz kalan davalarda gerek bulunmamaktadır.
    Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, TMK"nın 28/I. maddesi uyarınca ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu durumda mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.
    Dosya içeriğine sunulan nüfus kaydı içeriğinden davalı ..."in 15.11.2013 tarihinde hükümden önce vefat ettiği anlaşılmıştır. Dava konusu istek malvarlığına ilişkin olup, mirasçıların malvarlığını etkilemektedir.
    Ölü kişi adına hüküm kurulamayacağından, mahkemece anılan usul hükümleri dikkate alınarak, mirası reddetmeyen mecburi dava arkadaşları davalının mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması gerekir. Yazılı şekilde dava sırasında ölen ve taraf ehliyeti son bulan davalı hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir .
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi