1. Hukuk Dairesi 2020/1708 E. , 2021/5442 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazı ticari ilişkileri gereği borcuna teminat olmak üzere alacaklı ...’a satış suretiyle devrettiğini, taşınmazda hayvancılık faaliyetine devam edip borçlarını kapatmaya çalışırken dava dışı ...’un borcu üstlenip taşınmazın güvence olarak ara malik ...’e devrini istemesi üzerine taşınmazın bu kez adı geçene satış suretiyle devredildiğini, bilahare ...’e baskı yapılması sonucu dava konusu taşınmazın son kayıt maliki davalı ...’a satış yolu ile temlik edildiğini, işlemlerin muvazaalı olup gerçek amacın borcun teminat altına alınması olduğunu ileri sürerek, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı taktirde bedelin faiziyle birlikte ödenmesini istemiş; 18/12/2013 tarihli dilekçesi ile ... ve ...’ü davaya dahil etmiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazı tapu kaydına güvenerek ve iyiniyetle önceki kayıt maliki ...’den satın aldığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece; ‘’ … Somut olaya gelince, ilk el ... ile ikinci el ...’ün davada yer aldıkları, ilk el ...’nın, taşınmazın kendisine teminat amaçlı devredildiği hususunu, ikinci el ...’in de taşınmazı bedelsiz olarak aldığını kabul ettikleri, son kayıt maliki davalı ...’e gelince; davacının eşi ...’a ait dava dışı ... parsel sayılı taşınmazın, davacının borcu nedeniyle dava dışı ...’a teminat olarak verildiği, bu hususta 16.01.2008 tarihli kayıt maliki ve ...’un imzasını taşıyan belge düzenlendiği, eldeki davanın davalısının da o belgede imzası bulunan ...’un oğlu olduğu, bu ilişkiler nedeniyle durumu bilmesi gereken kişi konumunda olup TMK 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır. Hal böyle olunca, davacının borçlu olup olmadığının, borçlu ise ne kadar borcunun olduğunun açıklığa kavuşturulması, halen borcu var ise TBK 97. maddesi gözetilerek borcun mahkeme veznesine depo ettirilmesi, depo edilmesi halinde davanın kabul edilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, inançlı işlem iddiasının kanıtlandığı ve davacı tarafından 240.000,00 TL borcun mahkeme veznesine depo edildiği gerekçesiyle tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12/10/2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen Davacı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... ve davalı ... gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davalı ... vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ancak, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde; ‘’ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. ‘’ düzenlemesine yer verilmiştir.
Mahkemece, vezneye yatırılan 240.000,00 TL bedelin sadece vadeli hesaba yatırılmasına karar verilmiş, hükümde anılan bedelin kararın kesinleşmesi ile hangi davalıya ödeneceği yazılmamıştır. Bu durumun infazda tereddüt yaratacağı ortadadır.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 2. bendinin sonuna ‘’ kararın kesinleşmesi halinde anılan bedelin birikmiş faizi ile birlikte davalı ...’a ödenmesine, ‘’ cümlesinin eklenmesine, davalı ... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.